Okyanus dünyanın en geniş sıradağlarını, yani okyanus ortası sırtını içeriyor. | TED | يحتوي المحيط على أكبر سلاسل الجبال في العالم قمة منتصف المحيط. |
Biramit çok fazla alüminyum içeriyor kaldırmak için 5 kişi yetiyor. | Open Subtitles | الهرم يحتوي على الكثير من الألمنيوم ، وسيتطلب 5 رجال ليرفعوه |
Aslında bu görüntü de daha özel olarak, bunun eşdeğerini içeriyor. | TED | في الحقيقة، هذه الصورة تحتوي أيضاً ما يعادل هذا، وبالتحديد، هذا. |
Kaset başkan ve ona yardım edenler arasındaki konuşmaları içeriyor. | Open Subtitles | تحتوي الأشرطة على محادثات بين الرئيس ومساعديه في المكتب البيضوي |
Bir ipucu verecek olursam bu çözüm depolarımızda dolaşacak olan yüzlerce hatta bazen binlerce mobil robot içeriyor diyebilirim. Şimdi çözüme geleceğim. | TED | كتلميحًا، تتضمن تلك الحلول المئات من الروبوتات المتحركة، وأحيانًا الآلاف منهم، متجولةً داخل المستودع وسوف أصل للحل. |
Birincil tedavi protokolü beynin tabanına aşırı derecede acı veren iğneleri içeriyor. | Open Subtitles | إجراء المعالجة الأول يتضمن حقن مؤلمة جداً في قاعدة الدماغ اتعرف ماذا؟ |
Jack, kırmızı bölüm savaş başlıklarının yerleri ve aktivasyon kodlarını içeriyor. | Open Subtitles | إنه الجزء الأحمر الذي يحتوي على مواقع الرؤوس النووية وشفرات تشغيلها |
Jack, kırmızı bölüm savaş başlıklarının yerleri ve aktivasyon kodlarını içeriyor. | Open Subtitles | إنها القسم الأحمر، الذي يحتوي على مواقع الرؤس النووية وشفرات تفعيلها |
Rahiplerin suiistimalleri ve küstahlıkları ile Papalığa karşı eleştirileri içeriyor. | Open Subtitles | يحتوي على سخرية جيدة من قداسته وعن غطرسة وظلم القسيسين |
Rahiplerin suiistimalleri ve küstahlıkları ile Papalığa karşı eleştirileri içeriyor. | Open Subtitles | يحتوي انتقادات عديدة بشأن البابوية وبشأن غطرسة الكهنة وسوء تعاملهم |
Mikroçip, suni deri üzerine yaptığımız çığır açacak tüm araştırma verilerini içeriyor. | Open Subtitles | الرقاقة تحتوي على بيانات البحوث كاملة وفيها بحثنا الرائد في الجلد الاصطناعي |
Eğer merdiven halinde düşünürseniz her basamak, farklı bir hayvandan genomik fosiller içeriyor. | Open Subtitles | إن تخيلتم درجات السلم كل درجة تحتوي على أحافير وراثية من حيوان مختلف |
Ve burnunu kaşıdı ki burası yalan söylerken kanın kafaya ve beyne hücum etmesi nedeniyle kabaran dokular içeriyor. | Open Subtitles | وقامت بحك أنفها التي تحتوي على سلسة أكاذيب منتصبة التي تتوسع لأن الدم يندفع إلى الرأس والدماغ أثناء الكذب |
Daha iyiye yönelik büyük değişimler, bugünlerde daha uzun yaşamaktan, ihtiyarlıktaki daha iyi sağlık durumundan ve daha iyi dinlenme fırsatlardan hoşlanmamızı içeriyor. | TED | التغييرات الكبيرة نحو الأفضل تتضمن حقيقة أننا نتمتع اليوم بعمر أطول، وحالة صحية أفضل في عمرنا المتقدم، وفرص أفضل كثيرا للترويح عن النفس. |
Gelenek; uygulamada küçük çocukların aşiret ağaları ve toplumdaki diğer güçlü erkeklerin önünde dans etmesini içeriyor. | TED | حيث تتضمن مشاركة أطفال صغار بالرقص لأمراء الحرب وذوي السلطة في المجتمع. |
Bu gerçekte davranışların ve kişiliğin ürün olarak tasarlanmasını içeriyor. | TED | وهذا حقيقة يتضمن تصميم سلوك وشخصية في المنتجات. |
Laboratuvarda yaptığımız, dikkatle ilgili çoğu araştırmamız beyin dalgalarını kaydetmeyi içeriyor. | TED | ما نفعله في المختبر هو أن الكثير من الدرسات المتعلقة بالوعي تشمل تسجيلات للموجة الدماغية. |
ama boyutuna aldanmayın. Bu küçük şey beynin tamamındaki nöronların neredeyse yarısını içeriyor. | TED | ذلك الشيء الصغير يحوي نصف عصبونات كامل الدماغ. |
Bu ifade, mesela, şempanzelerin bilinçli olduğunu içeriyor. | TED | الان, يشمل هذا, على سبيل المثال, انهم كانوا واعيين. |
Olasılık dışı senaryomuza göre uyurgezerliği, 24 saat açık sebze pazarını ve bir tane dahi uyanık olmayan mal sahibini içeriyor. | Open Subtitles | انه جزء من سيناريو غير محتمل يتضمّن المشي أثناء النوم التسوّق للزهور لمدة 24 ساعة مع أقل من مالك محل مُتيقظ |
Bu soruşturmadaki durum bizim de dahil olmamızı içeriyor | Open Subtitles | الرسالة التى نتبعها تنطوي على بعض الشركات التى يحقق بها كولنز فتى الكونجرس |
Bunun için onların açıklamaları, memelilere özgü emme eylemini de içeriyor. | TED | وتفسيرهم لهذا ينطوي على الرضاعة، الشيء المحصور لدى الثدييات فقط. |
Mr. Abernathy, bu disk bütün yönlendirme bilgilerini içeriyor,.. | Open Subtitles | هذا القرص يحتوى على جميع المعلومات اللازمة لك |
Bu kitap, Victor Frankenstein'in yaratıkla ilgili yazdığı her şeyi içeriyor. | Open Subtitles | تحتوى على تفاصيل كل مفاهيم عن فيكتور فرانكشتاين حول ابداعات وحشيته |
Defalarca tekrar ettiğiniz eylem ve yetenekleri içeriyor. Onlara has oluşturulan sinir yolları vardır. | Open Subtitles | التي تتضمّن أيّ إجراءات أو مهارات ردّدتها تكراراً وشكّلت مسارات عصبيّة، |
Ama elbette, bu veri yığını insan vücudundaki her nokta tarafından soğrulan X-ışını miktarı kadar veri içeriyor. | TED | ولكن طبعاً كتلة المعلومات تلك تحوي كماً من اشعة اكس .. متناسبة مع الكم الذي تم امتصاصه من جسم الانسان |
Diğer yarısı ölüm tehdidi ve bunların yaklaşık üçte ikisi tecavüzü de içeriyor. | Open Subtitles | و النصف الآخر كانت تهديدات بالقتل و بينها قرابة الثلثين تضمنت تهديد بالأغتصاب |