Bu tipik bir aile içi şiddet durumu gibi görünüyor. | Open Subtitles | إذاً ، أين كنا ؟ يبدوا أنها قضية عنف أسري |
Herhangi bir aile içi şiddet ilişkisinde ilk aşamanın, kurbanı baştan çıkarmak ve büyülemek olduğunu bilmiyordum. | TED | لم أكن أعلم أن أول مرحلة في أي علاقة عنف أسري هي أن تغري وتفتن الضحية. |
Aile içi şiddet olayıydı. Beşikteki çocuk ağlamaktan çatlıyordu. | Open Subtitles | .لقد كان نداء على وقوع عنف الطفل في المهد يصرخ بشدة |
Annesine karşı sürekli aile içi şiddet uyguladığı çağrısı alıyoruz. | Open Subtitles | كنا نستجيب لشكوى العنف المنزلي طوال الوقت في منزل والدته |
Öncelikle söylemeliyim ki, ufacık bir aile içi şiddet bile kabul edilemez. | Open Subtitles | في البداية.. دعوني أقول بأن ولا جزء من العنف المنزلي يعتبر مقبول. |
Sayın Yargıç, 62 tane aile içi şiddet iddiasınında davadan çıkarılmasını istiyoruz. | Open Subtitles | ياحضرة القاضي، لقد قدمنا إقتراحاً بإستبعاد الـ 62 مزعم بشأن العنف العائلي |
Sefalet, uyuşturucu, aile içi şiddet belki cinsel taciz. | Open Subtitles | من فقر مدقع، عقاقير عنف من أسرتها و ربما تحرش جنسي حتى |
Bu o cinayetlerden biri değil. Bu, aile içi şiddet. | Open Subtitles | هذه ليست إحدى جرائم القتل إنها حالة عنف منزلي |
Ver şu telefonu. Bu aile içi şiddet falan değil! Polislik bir durum yok! | Open Subtitles | اعطيني الهاتف هذه ليست حاله عنف عائلي وليس امرا يخص الشرطه |
Moron. Aile içi şiddet sorunlarından sonra kardeşinizi evden şutlamış. Yine de size 200 bin borcu var. | Open Subtitles | وبعدها قام برمي أختك بعد حصول عدّة مشاكل عنف منزلية، ولازال مديناً لك بمئتي ألف دولار |
Bu mülkte aile içi şiddet yaşandığına dair bir ihbar aldık. | Open Subtitles | تلقينا مكالمة طارئة حول وجود حالة عنف منزلي هنا |
Aile içi şiddet, tamam. | Open Subtitles | العنف الأسري , أجل , ولكن كان هنالك حادثة عنف |
Belli insanları bütün silahlardan uzak tutmakla alakalı ve bunlar da, doğrusu, silahları olmaması konusunda hepimizin hemfikir olduğu kişiler, suçu kanıtlanmış şiddet suçluları, aile içi şiddet suçluları, tehlikeli akıl hastaları. | TED | بل نناقش قضية إبعاد كل الأسلحة عن بعض الناس، وهم الناس الذين نتفق جميعاً أنه لا يجب إعطاؤهم أسلحة؛ المجرمون المدانون بأعمال عنف والمعتدون المحليون والمختلون عقلياً لدرجة خطيرة. |
Lita 3 kere sana karşı, aile içi şiddet şikayetinde bulunmuş. | Open Subtitles | لقد أصدرت ثلاثة بلاغات عنف منزلي بحقك |
Sutter'larda daha önce kayda geçen bir aile içi şiddet olayı yok. | Open Subtitles | ستر لايوجد لديه سجل عنف اجرامي |
Öncelikle söylemeliyim ki, ufacık bir aile içi şiddet bile kabul edilemez. | Open Subtitles | في البداية.. دعوني أقول بأن ولا جزء من العنف المنزلي يعتبر مقبول. |
Ben bir psikiyatr, sosyal hizmet çalışanı ya da aile içi şiddet uzmanı değilim. | TED | أنا لست اخصائية نفسية ، عاملة اجتماعية أو خبيرة في العنف الأسري. |
Tipik bir aile içi şiddet sağ kalanı gibi görünmüyorum. | TED | أنا لا أشبه الصورة النمطية لناجية من العنف الأسري. |
Ben de çok tipik bir kurbandım çünkü aile içi şiddet, uyarıcı belirtileri ya da örüntüleri hakkında hiçbir şey bilmiyordum. | TED | وكنت أيضاٌ ضحية نمطية لأنني لم أكن أعلم شيئاً عن العنف الأسري، علاماته التحذيرية أو أنماطه. |
Aile içi şiddet örüntüsündeki sıradaki adım, şiddet tehdidini ortaya koymak ve karşı tarafın buna nasıl tepki vereceğini görmektir. | TED | الخطوة الثانية في نمط العنف الأسري هو تقديم تهديد العنف وترى كيف تتفاعل. |
Çünkü aile içi şiddet örüntüsündeki son adım kadını öldürmektir. | TED | لأن الخطوة الأخيرة في نمط العنف الأسري هي اقتلها. |
2710 numaralı devriye, East Ludlow ve Jones kavşağında aile içi şiddet bildirildi. | Open Subtitles | 2710 سيارة، يَذْهبُ إلى شرق Ludlow و جونز لa إضطراب محلي. |
Geçmişini araştırınca Arizona'da 15 yıl önce aile içi şiddet şikayeti yaptığını bulduk. | Open Subtitles | لقد قمنا بنشر اسمها وتعقبناه حتى اريزونا منذ 15 سنة ، حيث وجهت تهمة الاعتداء المنزلي |