Bu küçük robot bir şekilde içimizdeki o derin sosyal duyguya dokunmayı başarıyordu. Ve bu şekilde robotlarla iletişim kurmanın yepyeni bir yolu vaad ediliyordu. | TED | هذا الروبوت استطاع بطريقة ما ان يصل الي شيء ما اجتماعي عميقا داخلنا و مع ذلك الوعد بطريقة جديدة كليا بامكاننا ان نتفاعل مع الروبوتات |
İlk adım içimizdeki nefreti tanımaktan geçiyor. | TED | الخطوة الأولى هي بدء اعتراف بالكراهية الموجوجة في داخلنا. |
Maalesef, içimizdeki küçük sanatçı sanatın baskıcıları ile savaşamadan boğuluyor. | TED | للأسف، الفنانين الصغار داخلنا خنقوا للموت قبل أن نستطيع أن نحارب ضد طغاة الفن. |
İçimizdeki esenliğin mevcut hâli Orman'ın Asil Sakaları arasında daima bâki kalsın. | Open Subtitles | لعل ترقيتنا الحالية و مشاعرنا الجياشة ستسود من بين عصافير (البرقش) النبيلة لعل ترقيتنا الحالية و مشاعرنا الجياشة ستسود من بين عصافير (البرقش) النبيلة |
Çok eğlencelisin. İçimizdeki iyiyi çıkartıyorsun." diyorlar. | Open Subtitles | أنت خفيف الدم "و تجعلنا نخرج طاقاتنا |
Malum, hep içimizdeki karanlığı... anlamaya çalıştık. | Open Subtitles | تعلمين، لدينا دائما صراع كي نفهم الظلام الذي بداخلنا |
Açıkça içimizdeki hayvani dürtüleri mi kaybettik? Öç alma, şiddet dolu hareketlerimiz, ve saf öfke gibi hislerimizi mi yitirdik? | TED | هل فقدنا دوافع العنف الموجودة فينا ؟ ودوافع الانتقام او الطقوس الدموية ؟ او الغضب الشديد ؟ |
Cinsellik ve yemek içimizdeki tutkuyu, açligi, sehveti bulup ortaya çikarir. | Open Subtitles | كلاهما يرمزان ذهنياً للرغبة, الجوع الرغبة الشديدة بدخلنا |
Bu gösteriyor ki içimizdeki sanat dürtüsü yok edilmemiş, sadece bastırılmış. | TED | هذا يُظهر أن الإندفاعات الفنية داخلنا مكبوته، لم تذهب. |
Şimdi içimizdeki dünyanın kontrolünü ele geçirelim. | TED | دعونا نحاول على السيطرة على العالم داخلنا. |
Bizim içimizdeki, düzenlenmiş seslere tepki veren kısım neresidir? | Open Subtitles | مالذى يرن داخلنا , كإستجابه لمجرد ضوضاء متانغمه |
Hepimiz içimizdeki karanlıktan korkarız. | Open Subtitles | نحن جميعاً نخشى الظلمة الموجودة في داخلنا |
Bir keresinde, bir dergide, hayatımıza giren insanların, içimizdeki görmediğimiz şeylerin aynası olduğunu okumuştum. | Open Subtitles | كنت قرأت في مكان ما ان اي شخص يدخل حياتنا هو مرآة تعكس شيئا داخلنا نحن لانراه |
Bu saf bir ışıktı konuşmak için, bizi bulur, içimizdeki yolu gösterir, dostlar. | Open Subtitles | كان هذا الضوء من السذاجة ، إذا جاز التعبير هذا جعلنا نجد طريق داخلنا ياشباب |
İçimizdeki bu grilikle dolaşıp duruyoruz ama siz buna rağmen etrafa gülücükler saçan fırsatlarla dolu biri gibi mi görünmek istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعرفون نحن نسير مع هذا اللعين داخلنا وانتم تريدون ان تتظاهروا اننا مبتهجون وسعداء ولدينا الكثير من الخيارات ؟ |
İçimizdeki esenliğin mevcut hâli Orman'ın Asil Sakaları arasında daima bâki kalsın. | Open Subtitles | لعل ترقيتنا الحالية و مشاعرنا الجياشة ستسود من بين عصافير (البرقش) النبيلة لعل ترقيتنا الحالية و مشاعرنا الجياشة ستسود من بين عصافير (البرقش) النبيلة |
İçimizdeki en iyiyi ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | تخرج أفضل طاقاتنا |
Mafyalara içimizdeki ışığı gösterelim bakalım. | Open Subtitles | لنري المافيوين النور الساطع الذي بداخلنا |
bizi yoksul ailelerdeniz... ve diğerini ödemek içimizdeki açlığı beslemek için. | Open Subtitles | كلانا من عائلة فقيرة والآخرون يدفعون لإشباع الجوع الذي فينا |
İnanırım ki hikâyeler kendimizi yüceltmemize yardım edip içimizdeki yaraları sararak hayal ettiğimiz insanlar olmamıza katkı sağlar. | Open Subtitles | أعتقدتُ أن القصص تساعدنا أن نسمو بأنفسنا أن نصلح ما قد كُسِر بدخلنا ولمساعدتنا أن نغدو بما حلمنا أن نكونه |