| Kontrol edilemeyen bir yangın otlak boyunca ilerlediği için üç aslan ve üç antilop canlarını kurtarmak için kaçarlar. | TED | مع تصاعد وتيرة حرائق الغابات من خلال المراعي يحاول ثلاثة من الأسود وثلاثة من الحيوانات البرية الفرار للنجاة بحياتهم |
| Teknoloji ve toplumumuz için üç radikal değişiklik yapmamız gerek. | TED | يجب علينا إجراء ثلاثة تغيرات جذرية للتكنولوجيا والمجتمع الخاص بنا. |
| Bunu öğrenmek için, üç şeye baktım. Seçmeniz gereken temaya baktım. Nasıl sunulması gerektiğine ve sahnedeki görselliğe baktım. | TED | ولمعرفة هذا، نظرت في ثلاثة أشياء. نظرت في الموضوع الذي يمكنك إختياره. ونظرت في كيفية تقديمك له ومنظر المسرح. |
| Ve bunu yapmak için üç yaşındaki çocuğunuza bir tablet verdiniz. | TED | وللقيام بذلك، ناولت طفلك البالغ من العمر ثلاث سنوات جهازًا لوحيًا. |
| Karargahla anlaştım. Sen ve adamların için üç gün dinlenme izni aldım. | Open Subtitles | كلا , لدى إتفاق مع السلطات هناك ثلاث أيام راحة لك ولرجالك |
| Liseye son senemizi kaçırmak için üç sene boyunca boşuna gitmedim. | Open Subtitles | لم أنتهي من ثلاث سنوات في المدرسة فقط لأفوت السنة الأخيرة |
| Üzgünüm Bayan Nordley. Burada her şey için üç panzehirimiz var: | Open Subtitles | اسف لكن هنا لا نملك سوى ثلاثة أدوية تناسب كل شىء |
| Oraya gidip takviyelerle geri gelmek için üç gün yetmez. | Open Subtitles | ثلاثة أيام مدة غير كافية للوصول إلى ألبني والعودة بالتعزيزات |
| Beni çağırmak ve geri göndermek için üç cadı gerekiyor. | Open Subtitles | لقد تطلّب الأمر ثلاثة ساحرات لإستدعائي، و ثلاثة ساحرات لإستبعادي |
| Bunun, için üç yıl önce bizde karşılıklı bakım programına geçtik. | Open Subtitles | لذا، من ثلاثة سنوات أصبح لدينا قسم للعناية بالكبار وأخر للشباب |
| Sonra da hat gitmiş. Sonrası için üç tahmin var. | Open Subtitles | ثم أُغلق الخط ويوجد ثلاثة إحتمالات لما حدث بعد ذلك |
| Eğer hediyeyi paketlemek için üç parçadan fazla bant kullanıyorsan, yanlış yapıyorsundur. | Open Subtitles | إذا أستخدمت أكثر من ثلاثة قطع من الشريط لتغليف الهدية ستعمله خطأ |
| Onlarda nihayetinde bu muayeneyle bitecek bir araştırma için üç gün harcasın. | Open Subtitles | و يضيعون ثلاثة أيام يقومون بتحقيق و بالنهاية سيقومون بالفحص بأية حال |
| Bunu Arlington mezarlığına gömülmeden... yapmak için üç günümüz var. | Open Subtitles | قبل أن يدفن في أرلينغتون والذي سيحدث خلال ثلاثة أيام |
| Eski işimden sepetlenmeme sebep olup beni gaza getirdiğin için, üç kupon. | Open Subtitles | ولانك كنت سبب طردي من عملي القديم لك مني ثلاث قسائم شراء |
| Biliyorsun, içimden atabilmek için üç saat aralıksız küfür ettim, seni salak sürtük. | Open Subtitles | تعرفين ,لقد قضيت ثلاث ساعات ملعونة لإبعاد الأمر عن تفكيري أيتها السافلة الغبية |
| Evet. Çarpıntım yüzünden de hemşire, beni sakinleştirmek için üç saat harcadı. | Open Subtitles | نعم, و بسبب معدل إرتفاع ضربات قلبي إستغرقت ممرضة المدرسة ثلاث ساعات00 |
| Kardeşimi öldüren ilaçla ilgili her şeyi öğrenebilmek için üç yılımı harcadım. | Open Subtitles | قضيت ثلاث سنوات أتعلم كل ما بوسعي حول الأدوية التي قتلت أختي |
| Konuşamayacak kadar meşgul olduğunu söylemek için üç saniyecik bekleyemedin, değil mi? | Open Subtitles | ألم تقدري أن تنتظري ثلاث ثوانٍ لتقولي لي أنّكِ مشغولةٌ عن الكلام؟ |
| İstediğimiz sinyalin yerini saptamak için üç farklı vektör kullanıyor. | Open Subtitles | إنّه يُحدّد الإشارة باستخدام ثلاث ناقلات مُختلفة لتثليث موقع الإشارة. |
| Tuvalette olduğun sürece, senin için üç farklı tuvalet kağıdı koydum. | Open Subtitles | طالما أنتَ في الحمّام، تركتُ ثلاث أنواعٍ من ورق الحمام هناك. |