Pekala Sue kurbiye fabrikasının kapanma zamanı akşam yemeği için buzdolabına ihtiyacım var. | Open Subtitles | حسنا، سو لقد حان الوقت لاغلاق مصنع البسكويت يجب على ان ابحث في الثلاجة من اجل العشاء |
Neden bunları baban için buzdolabına koymuyorsun genç bayan? | Open Subtitles | أيتها الفتاة الشابة, لمَ لا تضعين هذه في الثلاجة لوالدكِ |
Senin için buzdolabına peynir ve üzüm ayırdım. | Open Subtitles | أعددتُ لكِ طبقاً مِن جُبن و عنَبِ في الثلاجة |
Senin için buzdolabına tuna güveci bıraktım. | Open Subtitles | تركت طبق تونة في الثلاجة لأجلك. |
Hiç iyi olmayacak söyleyeyim. Bunları senin için buzdolabına koyayım. | Open Subtitles | سأضع هذه في الثلاجة لكِ |
Sookie benim için buzdolabına "burrito" bırakmıştı. | Open Subtitles | سوكي تركت لي (بوريتو) في الثلاجة |