Mısır gevreği sizin için daha iyi, donut'un tadı çok daha iyi, ama işin sonunda hiçbiri diğerinden daha iyi değil, zor bir seçim. | TED | إن الحبوب أفضل بالنسبة لك، الكعك المحلى طعمه أفضل بكثير، وعمومًا فإن كليهما ليس بأفضل من الآخر، خيار صعب. |
Bizim yaşamamız için daha iyi bir dünya yaratmaya çalıştılar. | Open Subtitles | حاولوا جعل العالم مكانا أفضل بالنسبة لنا للعيش فيه |
Bazen seni dinleseydim, Silver için daha iyi olurdu diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أحيانا أظنه كان سيكون أفضل ل(سيلفر) لو أخذت نصيحتك، |
Annenden ve kız kardeşinden uzaklaşmanın zor olduğunu biliyorum ama senin için daha iyi bir yer var | Open Subtitles | أعرف مدى صعوبة رحيلك عن أمك و أختك لكن، هنالك مكان أفضل لك |
Emily için daha iyi olacak sanırım. Angela zar zor idare ediyor da. | Open Subtitles | تعلم، أنا فقط أعتقد أنه من الأفضل ل (إميلى) (كفاح) أنجيلا |
Bu senin için daha iyi. eğer bu kol tarafından yok edilmek istemiyorsan. | Open Subtitles | ذلك افضل لك, اذا كنت لاتريد ان تدمر بهذه اليد |
Düşünüyorum da benim ve komşularım için daha iyi hayatı arıyorum. | TED | أعتقد أنني أبحث عن حياة أفضل لي ولجيراني. |
Bana güven, senin burada olmaman hepimiz için daha iyi olacak. | Open Subtitles | و صدقني ، سيكون من الأفضل بالنسبة لنا جميعا إذا لم تكن موجوداً |
İşleri senin için daha iyi yapabilirdim ama yapmadım. | Open Subtitles | كان بإمكاني جعل الأمور أفضل بالنسبة لك لكن لم أفعل |
Evet desem senin için daha iyi bir hikâye olurdu, değil mi? | Open Subtitles | هل كان بسبب القتال ؟ قصة أفضل بالنسبة لك إذا قلت نعم ، أليس كذلك ؟ |
...ancak senin için daha iyi olacağından şüpheliyim. | Open Subtitles | ولكن، أتعلم، أظن أنّه أفضل بالنسبة لك أنت أيضاً. |
Louie için daha iyi bir yer var. | Open Subtitles | (هناك مكان أفضل ل(لوى أن يرجع للشقة |
Karım, bunun Kenny için daha iyi olacağını düşündü. | Open Subtitles | زوجتي أعتقدت أنه... أنه أفضل ل (كيني). |
İşte bu yüzden antropolojini anlaşılmazlığındansa ekonomi üstünde çalışman senin için daha iyi. | Open Subtitles | أترى، لهذا السبب أعتقد أن الإقتصاد لكان إختيار أفضل لك كتخصص دراسي من علم الإنسان، الخاص بما وراء الطبيعة |
Her gün sabahın 9'unda boka batmış hâlde kanepede uyansak... - ...senin için daha iyi olurdu değil mi? | Open Subtitles | سيكون أفضل لك لو بقينا على الكنبة أنا و أنت للتاسعة |
Umuyordum ki Victor bunu ailesinden birinden duyarsa onun için daha iyi olur. | Open Subtitles | بأنه من الأفضل ل(فيكتور) لو سمعَ هذا الخبر من أحد أفرادِ أسرتهِ |
Kendin ve önemsediğin herkes için daha iyi bir hayat. | Open Subtitles | وهي حياة افضل لك ولكل شخص تهتم به |
Burada amım için daha iyi fiyatlar bulacağımı düşündüm. | Open Subtitles | كنت أظن أنني سأجد سعرا أفضل لي هنا |
Hasata kadar burada kalmamın senin için daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه سيكون من الأفضل بالنسبة لك إذا كنت عالقة حول... على الأقل حتى موسم الحصاد. |
Gerçek şu ki hiç tanışmasaydık bizim için daha iyi olurdu. | Open Subtitles | أنا لم أكن من هذا القبيل الحقيقة كنت أريد أن يكون حالي أفضل في المقابلة. |
Ekonomik olarak daha kararlı bir Rusya herkes için daha iyi değil midir? | Open Subtitles | أليس استقرار الاقتصاد الروسي أفضل لكل شخص؟ |
Bunun için daha iyi bir yol olmalı diye düşündük | TED | لذلك قلنا، يجب أن يكون هناك طريقة أفضل للقيام بذلك. |
Kelly için daha iyi olacaksa, neden ışıkları söndürmüyorsun. | Open Subtitles | إذا كان أسهل على كيلي لم لا تطفئ الضوء |
Hepimiz için daha iyi olacak. En kısa zamanda halledilmeli. | Open Subtitles | سيكون هذا أفضل لنا جميعاً كان عليّ فعل ذلك مبكراً |
Sanırım, bu işle tek başıma ilgilenirsem hepiniz için daha iyi olacak. | Open Subtitles | أعتقد أنّه من الأفضل لكم جميعاً، اذا تولّيتُ هذه القضيّة بمفردى |
Sanırım onu uzaklaştırmak istiyorlar ve belki burası onun için daha iyi olur. | Open Subtitles | أعتقدُ انهم يرغبون في التخلص منه وربما من الأفضل له أن يعود إلى هنا |
Sanırım geceyi koltukta geçirsem benim için daha iyi olacak. | Open Subtitles | أشعر أنه من الأفضل لي أن أقضي الليلة علي الأريكة |