Ve dışarıdaki vagon da iki at için fazlasıyla ağır. | Open Subtitles | و هذه العربة التي في الخارج ثقيلة جداً بالنسبة لحصانين |
Eğer ışığın senin için fazlasıyla yeterli olduğuna inanıyorsan, kitabı delikanlıya ver. | Open Subtitles | إذا كانت الإضاءة خافتة جداً بالنسبة لك أعطِه للصبي أنا متأكد أنه يستطيع أن يقرأه |
Seçtikleri mekanlar onlar için fazlasıyla semboliktir. | Open Subtitles | المواقع التي يختارونها تكون رمزية جداً بالنسبة إليهم |
Bu kadar ciddi kemik erimesi için fazlasıyla genç. | Open Subtitles | إنها أصغر من أن تصاب بنقص النسيج العظمي بهذه الحدة |
Bu kadar ciddi kemik erimesi için fazlasıyla genç. | Open Subtitles | إنها أصغر من أن تصاب بنقص النسيج العظمي بهذه الحدة |
Bir denizaltıdan sakınmaya çalışan bir gemi için fazlasıyla hızlı. | Open Subtitles | سريع جداً بالنسبة لشخص يحاول التهرب من الغواصة |
Bir denizaltıdan sakınmaya çalışan bir gemi için fazlasıyla hızlı. | Open Subtitles | سريع جداً بالنسبة لشخص يحاول التهرب من الغواصة |
Hayatımızın bir noktasında hepimiz hastalanıyoruz veya bizim için önemli olan insanlar hasta oluyor. Ve ben bu yüzden kök hücre araştırmalarının hepimiz için fazlasıyla önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | في لحظة ما من حياتنا، كلنا، أو الأشخاص الذين يهموننا، أصبحنا أو أصبحوا مرضى، ولذلك أعتقد بأن البحث في الخلايا الجذعية هو أمر مهم جداً بالنسبة لنا. |
Benim için fazlasıyla küçük olduğun aklından hiç geçti mi? | Open Subtitles | هل خطر ببالك أنك صغير جداً بالنسبة لي؟ |
Bir kadın için, fazlasıyla cesursun. | Open Subtitles | أنتِ شجاعة جداً بالنسبة لإمرأة. |
- Senin için fazlasıyla tehlikeli. | Open Subtitles | إنه طريق خطر جداً بالنسبة لك |
Ben bir dövme sanatçısıyım, onun için fazlasıyla alternatifim ve bir de Brian var. | Open Subtitles | وأنا فنانة وشوم، قليلة جداً بالنسبة لها كبديل، وكان هناك (براين). |
Benim için fazlasıyla kuvvetli. | Open Subtitles | -إنه قوي جداً بالنسبة لي |