Fikrinizi değiştirmek için gerekeni bir kez düşündüğünüzde başlangıçta neden bu kadar emin olduğunuzu merak etmeye başlarsınız. | TED | حالما تبدأ التفكير بشأن ما يلزم لتغيير رأيك، تبدأ بالتساؤل لماذا كنت مقتنعاً في بادئ الأمر. |
Çocukluğumuzdakiyle aynı. Hayatta kalmak için gerekeni yapmalısın. | Open Subtitles | كان الأمر نفسه عندما كنا صغاراً نفعل ما يلزم للنجاة |
Doğru soruları sormaya başlayacak olsaydınız bile cevap almak için gerekeni yapmayı arzulamıyorsunuz. | Open Subtitles | حتى و إن طرحت الأسئلة الصحيحة لن تكون على إستعداد لفعل ما يلزم للحصول على الإجابة |
Ben ailemi birlikte tutmak için gerekeni yaptım sadece. | Open Subtitles | قمت ببساطة بما يلزم للحفاظ على شمل عائلتي |
İstediğini yapamak için gerekeni yapmaya razı mısın? | Open Subtitles | أأنتَ مستعدّ للقيام بما يلزم" "لتنال ما تريده؟ |
Amaçlarımın yeniden hatırlamamla başka bir engeli daha kaldırmak için gerekeni yaptım. | Open Subtitles | بعد تجديد النية، فعلت ما يلزم لإزالة عقبة أخرى. |
Güçlüler bilgiye sahip olabilir ama herkesten güçlü olmak için gerekeni bilmezler. | Open Subtitles | لأنّ الأقوياء يجب أن يكون لديهم المعرفة لكنهم لا يدركون ما يلزم لتكون أكثر قوة من أي شخص آخر |
Oğluma karşı çıkarsan... seni durdurmak için gerekeni yaparım. | Open Subtitles | إذا اعترضت طريق ابني فسأفعل ما يلزم لردعك |
Bana yardım etmek için gerekeni anlaşma yatar. | Open Subtitles | حسنا! طالما لا تريد أن تفعل كل ما يلزم لمساعدتي فاتفاقنا منتهى |
Ortalığı yıkmak için gerekeni yapacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف كان لديك ما يلزم ليكون ضربة. |
Sadece kızını kurtarmak için gerekeni yapıyor. | Open Subtitles | إنه يفعل ما يلزم لإنقاذ ابنته |
Örgütümüzü ayakta tutmak için gerekeni yaparız. | Open Subtitles | سنقوم بما يلزم للمحافظة على منظمتنا. |