| İnandıkları bir şey için hayatlarını riske atan kardeşlerden söz ediyorum. | Open Subtitles | انا اتحدث عن أخوة خاطروا بحياتهم من اجل شيء آمنوا به |
| Benim istediğim benim için hayatlarını feda edecek müminler. | Open Subtitles | كل ما اريده هو اناس يضحون بحياتهم من اجلي |
| 5 Yıl Önce küçük bir köyden çıkan 100 kadar kişilik bir grup bir lokma ekmek için hayatlarını tehlikeye atmışlardı. | Open Subtitles | منذ خمس سنوات مائه وثمانيه من الرجال خرجوا من قريه صغيره وخاطروا بحياتهم من اجل العيش |
| Benden gizlenmek için hayatlarını karanlıkta geçirirler. | Open Subtitles | الذين اضاعوا حياتهم فى الظلام محاولين الأختباء منى |
| Benden gizlenmek için hayatlarını karanlıkta geçirirler. | Open Subtitles | الذين اضاعوا حياتهم فى الظلام محاولين الأختباء منى |
| Ve bir çok Connally... ilçe için hayatlarını ortaya koydu. | Open Subtitles | وضحي الكثير من العائلة بأرواحهم من أجل هذه البلدة |
| ÜIkemiz için hayatlarını tehlikeye atanları, onlara hak ettikleri saygıyı gösterirseniz minnettar olurum. | Open Subtitles | الذين كانوا يخاطرون بأرواحهم من أجل بلادنا و سأكون ممتَنة إن أظهرت لهم الإحترام الذي يسّتحقونه. |
| Halkın sevdiği sensin ve senin için hayatlarını feda ederler. | Open Subtitles | انتَ الذي يحبكَ الناس ، وأنت الذي سيضحونَ بحياتهم من اجله |
| O halde neden buradaki bütün bu adamlar tamamen yabancı biri için hayatlarını ortaya koyuyorlar? | Open Subtitles | لماذا يرغب كل شخص في هذه الغرفة بأن يضحوا بحياتهم من أجل شخص غريب؟ |
| Ne taç için hayatlarını veren adamların ne de kadınların mezar taşlarına. | Open Subtitles | ليس أحدًا من الرجال الذين ضحوا بحياتهم من أجل التاج ولا أحجار النساء |
| Diğerleri benim için hayatlarını tehlikeye atarken öylece oturup beklemekten daha fazlasını yapmamı sağla. | Open Subtitles | شيئاً يدعني أفعل الكثير بدلاً من جلوسي في هذه السفينة , في حين الأخرون يخاطرون بحياتهم من أجلي |
| Demek istediğim, dostların seni kurtarmak için hayatlarını tehlikeye attı. | Open Subtitles | أعني أن رفاقك قد خاطروا بحياتهم من أجل إنقاذك. |
| Sonra lisedeyken müttefik askerlerin hikayelerinden etkilendim, bu askerler güvenli evlerini terk etmişti ve bilmedikleri, tanımadıkları bir ülkeyi ve halkını kurtarmak için hayatlarını tehlikeye atmışlardı. | TED | ومن ثم في مدرستي الثانوية كنت مأخوذاً بقصص جنود الحلفاء الجنود الذين تركوا منازلهم الآمنة وغامروا بحياتهم من أجل تحرير دولة و شعب لا يعرفون أي شيء عنها |
| kalbinin ve cüzdanının derinliklerine bakman ve... sizin için hayatlarını riske eden bizlere destek vermeni rica edeceğim. | Open Subtitles | أن تنظرى بتمعن داخل قلبكِ وجيبكِ... لتشاركى فى دعمنا المتواصل من أجل رجال الشرطة مثلى والذين يخاطرون بحياتهم من أجلكِ |
| Bu insanlar bizim için hayatlarını riske atıyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يُخاطرون بحياتهم من أجلنا |
| Hayır, önemli bir şey için hayatlarını ortaya koyacak birkaç insan toplayacağız. | Open Subtitles | لا، بل قلّة من أشخاص لهم استعداد للمخاطرة بحياتهم... من أجل شيء مهم للغاية |