Diyelim ki 5000 ile 12.000 dolar arası bir şeydir, ki o herif için imkansız. | Open Subtitles | ستكلف من 5 إلى 12 ألف دولار و هذا مستحيل بالنسبة له |
Bu bir kişi için imkansız bir iş! | Open Subtitles | لكن هذا اسبوعا واحداً فقط هذا مستحيل بالنسبة لفرد واحد |
Ben eski bir aileden geliyorum. Yeni bir evde oturmak benim için imkansız. | Open Subtitles | أنا أنحدر من عائلة عريقة، والعيش في منزل جديد مستحيل بالنسبة لي |
Aldığımız bütün o darbeler yüzünden kalkanı tekrar görünmezliğe döndürmek benim için imkansız olacak. | Open Subtitles | مع كل تلك الإصابات التي حدثت لنا ، سيكون من المستحيل بالنسبة لي تحويل الدرع إلى وضعية الإخفاء |
Böyle şeyler düşünmek benim için imkansız olmalı. | Open Subtitles | من المستحيل بالنسبة إليّ التفكير في شيء كهذا، أليس كذلك؟ |
Ve kalbinde Tanrı Ram yaşıyorsa, senin için imkansız bir şey yoktur, Rasika. | Open Subtitles | وليس هناك ما هو المستحيل على مثل هذا الشخص، Rasika. |
Ve karımın da, "Merhaba,günün nasıl geçti?" demesini istemiştim.Ama bu senin için imkansız. | Open Subtitles | وجعل زوجتي تقول "مرحباً" كيف كان يومك" هذا مستحيل بالنسبة لك |
Bu da tabi ki bizim için imkansız bir şeydi. | Open Subtitles | والذي يعد ببساطة مستحيل بالنسبة لنا |
Kimi kandırıyorum? Bu benim için imkansız. | Open Subtitles | هل أمزح ، هذا مستحيل بالنسبة لى |
Düşürmen için en az benim kadar uçabilmen lazım, Gaurav Chandna. Bu da, senin için imkansız. | Open Subtitles | لكن عليك أن تحلّق إلى ارتفاعي يا (غوراف تشاندنا)، وهذا مستحيل بالنسبة لك |
- Bu benim için imkansız. | Open Subtitles | - مستحيل بالنسبة لي |
Patronum da benimle uğraşıp durur. Benim için imkansız olan bir şeyi yapmak... | Open Subtitles | ورئيسي يُزعجني, وذلكَ يجعل من المستحيل بالنسبة لي أن... |
Sizinle karşılaşmak bile benim için imkansız. | Open Subtitles | من المستحيل بالنسبة لي لقاء جلالتك. |
Belki çoğu kişi için imkansız. | Open Subtitles | من المستحيل بالنسبة لمعظمهم ، ربما |
Naruto için imkansız birşey. | Open Subtitles | إنه من المستحيل على ناروتو |