Çok sevdikleri kasabaları için savaşmaya hazır gururlu insanlar görüyorum. | Open Subtitles | -لا أرى أناساً يبعثون الفخر مستعدين للقتال لأجل بلدتهم المحبوبه |
Bunlar bizim çocuklarımız. Kral ve ülke için savaşmaya gidiyor. | Open Subtitles | هؤلاء هم فتيتنا, ذاهبون للقتال لأجل الملك والوطن. |
Ama ben daha iyi bir dünya için savaşmaya hazırım. | Open Subtitles | لكن أنا عن نفسي مستعد للقتال من أجل عالم أفضل |
Bazen barış için savaşmaya, istekli olmalısınız... ve bazende ölmeye. | Open Subtitles | أحياناً يجب على المرء أن يكون مستعداً للقتال من أجل السلام وأحياناً الموت |
Hayır, sen daha iyisin, çünkü bunu yaptıktan sonra şirketi canlı tutmak için savaşmaya devam edeceksin. | Open Subtitles | ،كلّا , إنكَ أفضل , لأنك بعد أن تفعلُ ذلك .ستظل تقاتل لكيّ تبقي الشركة حية |
"Savaşçı Piskopos" Vitelleschi sizin için savaşmaya .istekli, sadık ve amade. | Open Subtitles | (فاليانت فيتلسكي) الجندي المطران، هو شجاع ومخلص وهو مستعد أن يقاتل من أجلك |
Böyleleri asıl yüzlerini göstermez... seni kendilerine bağlar... sonra birdenbire hayatını onlardan kurtarmak için savaşmaya başlarsın. | Open Subtitles | قبل ان تكتشف حقيقتهم ثم تظل انت لتقاتل من اجل حياتك المتسللين |
Hepimiz bir tek şey için savaşmaya geldik: Özgürlüğümüz ve onurumuz. | Open Subtitles | : جميعنا أتينا هنا لنحارب من أجل شيء واحد من أجل حرّيتنا، من أجل كرامتنا |
Kral ve ülke için savaşmaya! | Open Subtitles | أقاتل لأجل المملكة |
Kendileri adına savaşamayanlar için savaşmaya razıyım. | Open Subtitles | إنّي أنوي القتال لأجل أولئك الذين لا يسعهم الدفاع عن أنفسهم. |
Sonrasından bahsediyorum biliyorsun Böylece görevin bitince de iyilik için savaşmaya devam edebilirsin. | Open Subtitles | أنا أتحدّث عن وقتٍ لاحق، حتى تتمكّن من مواصلة، القتال من أجل قضيّة نبيلة بعد إنتهاء ولايتك. |
Çünkü gerçek aşk için savaşmaya değer. | Open Subtitles | ذلك لأن الحب الحقيقي يستحق القتال من أجله. |
Bu adam için savaşmaya değmez. | Open Subtitles | الكفاح من أجل هذا الرجل لا يستحق، أيها الجنود |
Hayali bir krallık için savaşmaya mı geldin? | Open Subtitles | إذاً، هل أتيتم للقتال لأجل مملكة خيالية في النهاية؟ |
Kral ve vatan için savaşmaya gidiyorlar. | Open Subtitles | ذاهبين للقتال لأجل الملك والوطن. |
Beyazların para için savaşmaya geleceğini duyduk. | Open Subtitles | سمعنا عن أصحاب البشرة البيضاء الذين جاؤوا للقتال من أجل المال |
- Hayır ama kızım için savaşmaya hazırım. | Open Subtitles | لا، ولكن أنا على استعداد للقتال من أجل ابنتي |
Ve ülkeleri için savaşmaya gittiler. | TED | وذهبوا للقتال من أجل هذه البلد. |
Hayır, sen daha iyisin, çünkü bunu yaptıktan sonra şirketi canlı tutmak için savaşmaya devam edeceksin. | Open Subtitles | ،كلّا , إنكَ أفضل , لأنك بعد أن تفعلُ ذلك .ستظل تقاتل لكيّ تبقي الشركة حية |
"Savaşçı Piskopos" Vitelleschi sizin için savaşmaya .istekli, sadık ve amade. | Open Subtitles | (فاليانت فيتلسكي) الجندي المطران، هو شجاع ومخلص وهو مستعد أن يقاتل من أجلك |
Şu andan itibaren, hayatını Toprak Kraliçesi için savaşmaya adadın. | Open Subtitles | من الآن وصاعدا , أنت ستعيش لتقاتل من أجل ملكة الأرض |
Buraya Calahorra için savaşmaya geldik. | Open Subtitles | أتينا لنحارب من أجل مدينة كالاهورا |
Karabalık'ı teslim olmaya ikna edemezsem ve kaleye saldırırsan şerefim beni Sansa'nın soyu için savaşmaya mecbur bırakıyor. | Open Subtitles | إن فشلتُ في إقناع السّمكة السّوداء بالاستسلام، وإن هاجمتَ القلعة، الشّرف يُلزمني أن أقاتل لأجل قريب (سانسا). |
Aşkın için savaşmaya hakkın var. | Open Subtitles | مِنْ حقّك القتال لأجل قصّة حبّك |
Bizim de ülkemiz için savaşmaya hakkımız var. Tıpkı diğer Amerika'lılar gibi. | Open Subtitles | نحن نمتلك الحق فى القتال من أجل بلادنا مثل أى أمريكي. |
Güvenini kazanmaya, onun için savaşmaya çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | تحاولان كسب ثقته، وتحاولان القتال من أجله. |
Trans bireyler artan ayrımcılığa, işsizliğe, göz altına alınmaya ve yüksek miktarda AIDS salgınıyla karşı karşıya olmalarına rağmen yasalar kapsamında eşitlik için savaşmaya devam ettiler. | TED | يواصل المتحولون جنسيًا الكفاح من أجل المساواة في المعاملة بموجب القانون، حتى ولو واجهوا معدلات أعلى من التمييز والبطالة والاعتقال وظهور وباء الإيدز. |