Çocuklarımız başkalarının eskilerini giyerken, biz yoksulluk içindeki bir ev için Tanrı'ya şükür mü edeceğiz? | Open Subtitles | أو ينشأ أطفالنا بملابس بالية .ونشكر الله على هذه الأبوة في ظل منزل كامل من الفتات ؟ |
Kalan her şey için ve unutabildiği için Tanrı'ya şükrediyor. | Open Subtitles | يحمد الله على نجاته وعلى قدرته على النسيان |
Majesteleri, tek yapabileceğim, savaş meydanında kazanacağım onur ve şan için Tanrı'ya şükretmektir. | Open Subtitles | جلالتك, لا يسعني إلا شكر الرب على الفرصة للفوز بالكرامة والمجد في الميدان |
Ve vereceği nimetler için Tanrı'ya teşekkür ederiz. Lütfen Tanrım bize bu günlerde rehberlik et ve bizi kötülüklerden koru. | Open Subtitles | بارك لنا يارب على النعمة التى سوف نتلقاها ارجوك يارب ارشدنا إلى باقي ايامنا |
Genetik devrim için Tanrı'ya şükürler olsun. | Open Subtitles | حمداً للرب على الثورة الجينية. |
Bugün bu iş için Tanrı'ya yalvarmadım, sadece verdiği hayata şükrettim. | Open Subtitles | اليوم لم أطلب من الرب أن يعطيني هذا العمل و لكنني شكرته على هذه الحياة |
Papa, kiliseyi savunan bir kral olduğu için Tanrı'ya teşekkür ediyormuş. | Open Subtitles | نشكر قداسة الرب لأنه تولى تربيه هذا الامير ليصبح بطل الكنيسه |
İkinci olarak, bu Büyük Göç, Amerikan tarihinde alt sınıf olan insanların kendileri için Tanrı tarafından verilen yetenekleriyle ne yapacaklarını ve nereyi takip edeceklerini seçme şansına sahip oldukları bir ilkti. | TED | ثانيًا، كانت تُعد تلك الهجرة الكبرى المرة الأولى في التاريخ الأمريكي التي كان للطبقات الدنيا الفرصة حقًا في أن يختاروا لأنفسهم ما سيفعلونه بمواهبهم التي وهبها الله لهم وأين سيسعون خلفها. |
Uyanıp da seçimde ona karşı yarışmadığım için Tanrı'ya şükretmediğim bir gün yok. | Open Subtitles | لا يوجد صباح أصحو فيه و لا أشكر ربي أني لم أنافسه |
Sonra da Pligrimler tüm Kızılderilileri katledip yiyeceklerini almışlar ve ertesi gün kiliseye gidip şansları yaver gittiği için Tanrı'ya şükretmişler. | Open Subtitles | ثمّ ذبحهم المهاجرون جميعاً، وسلبوا طعامهم، وذهبوا إلى الكنيسة في اليوم التالي ليشكروا الله على حظّهم الطيّب |
Son altı haftadır babalara koruyucu olmaları, sağlayıcı olmaları öğretmen olmaları için Tanrı'nın tasarımı üzerine vaaz verdim. | Open Subtitles | للسته أسابيع الماضيه فانا أعظ و أقرأ ما أوجبه الله على الآباء ليكونوا معلمين ، ليكونوا حماه ، ليكونوا عائلي أسر |
Gidin. Kızımı getirmeniz için Tanrı yardım etsin. | Open Subtitles | اذهبوا الآن، وليعينكم الله على لإعادة ابنتي. |
Bu dünyaya saldığım şey için Tanrı beni bağışlasın. | Open Subtitles | ليغفر لي الرب على مافعلته لإطلاقهم على الأرض |
Yemek için Tanrı'ya şükretmeyi bana da biraz ayırmayı unutma. | Open Subtitles | تذكروا أن تحمدوا الرب على الطعام وأن تتركوا بعضآ منه لى سوف أعود سريعآ |
Bize bu nimetleri bahşettiği için Tanrı'ya şükredelim. | Open Subtitles | اشكر الرب على اعطاؤه لنا هذه الكمية الكبيرة |
Vereceği nimetler için Tanrı'ya teşekkür ederiz. | Open Subtitles | بارك لنا يارب على النعمة التى سوف نتلقاها ارجوك يارب ارشدنا إلى باقي ايامنا |
Sadece nimetleri için Tanrı'ya şükret ve alçak gönüllülükle ondan dilediğin şeyleri iste. | Open Subtitles | فقط "نحمدك يارب على نعمك" و اطلبي منه بتواضع ما تريدين |
Mezar hırsızları için Tanrı'ya şükürler olsun. | Open Subtitles | حمداً للرب على"سارقوا المقابر" |
Şu anda bize verdikleri için, Tanrı bizleri şükran dolu kılsın. | Open Subtitles | لما نحن على وشك أن نتناوله اجعلنا ايها الرب أن نكون شاكرين |
Zencileri yarattığı için Tanrı'dan nefret eden kısım. | Open Subtitles | ويكرهون الرب لأنه خلق الزنوج |
Bunu biliyoruz çünkü onlar ve çocukları, şimdi torunları hatta büyük torunları, bir zamanlar kendileri için Tanrı'nın verdiği yetenekleriyle ne yapacaklarını seçme şansı yakaladılar. | TED | علمنا ذلك لأن هذا ما قاموا هم وأولادهم والآن أحفادهم وحتى أبناء أحفادهم باختياره في أغلب الأحيان كمهن لهم بمجرد أن وجدوا الفرصة ليختاروا لأنفسهم ما سيفعلونه بمواهبهم التي أعطاها الله لهم. |
Uyanıp da seçimde ona karşı yarışmadığım için Tanrı'ya şükretmediğim bir gün yok. | Open Subtitles | لا يوجد صباح أصحو فيه, و لا أشكر ربي أني لم أنافسه |