Hesabımı yaptım ve Brancour Sokağı'ndaki ev için teklif vermeliyiz diye düşünüyorum. | Open Subtitles | حسبت مجموع المال وأعتقد أنه يجدر بنا وضع عرض على المنزل الموجود على طريق برانكور |
Muhabbete ortak olduğum için özür dilerim ama alıcıların eviniz için teklif vermekten vazgeçtiğini söylemek istedim. | Open Subtitles | آسفه لاقتحامي هكذا ولكنني أردت أن أخبرك بأن المشترين قد قرروا عدم تقديم عرض على منزلك بعد كل شيء - حقاً؟ |
Arkanızdan Derek'e Jesse Mandalay'i oynaması için teklif götürdü. | Open Subtitles | لقد عرض على (ديريك) وظيفة بدون علمك للعب دور (جيسي ماندالاي) |
Baya oldu, ama daha yeni eşli oynamak için teklif aldım. | Open Subtitles | وكانت فترة من الوقت، ولكني في الواقع مجرد حصلت على عرض للعب الزوجي مرة أخرى. |
Annen blogu için teklif alacak. | Open Subtitles | أمكم تحصل على عرض لأجل المدونه |
Ona maden arazisi için teklif yaptın mı? | Open Subtitles | هل قدمت لها عرضاً على أرض التنقيب؟ |
Kilise için teklif var. | Open Subtitles | كان هنالك عرض على الكنيسة |
Dükkan için teklif yaptılar. | Open Subtitles | لقد قدموا عرض على المحل |
Mal sahibine burası için teklif yapılmış. | Open Subtitles | -تلقى المالك عرض على المطعم . |
Wade, arka çayırlık için teklif verdi. | Open Subtitles | وايد) وضع لنا عرض على المرعى) |
- Gus, bar için teklif alıyor. | Open Subtitles | جوس هو الحصول على عرض لشراء شريط. |
Amaya Lumber Şirketi'nin araziniz için teklif sunmaya geldiğinde evde sadece sen vardın. | Open Subtitles | أمايا)، لقد كنتي الوحيدة الموجودة بالمنزل) . حينما جاءت شركة خشب الصنوبر كي تقدم عرضاً على أرضكم |