Buranın kuzeyine elektrik üretmek için inşa edilmiş... ama bir süredir nakil hatlarını şehre yönlendirmek için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | لقد شيد لخدمة المناطق الشمالية، لكننا كنا نعمل على إعادة توجيه خطوطالكهرباءإلىالمدينة.. |
Sorunu çözmek için uğraşıyoruz ama az önce yeni bir numara daha geldi. | Open Subtitles | نحن نعمل على المضاعفة لكن استلمنا رقماً للتو |
Düzeltmek için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل على إعادة كل شيء في الحال |
Beş yıldır, ben ve meslektaşlarım Prof. Calam ve Dr. Kim Cartwright, savaşı ve zorunlu göçü yaşayan ailelere destek olmak için uğraşıyoruz. | TED | لذا كنت أنا وزملائي على مدى الخمس سنين الماضية البروفيسور كالم والدكتور كيم كارترايت -- نعمل على إيجاد طرق تدعم العائلات التي عاشت مقاسي الحرب والنزوح. |
Hayır, hayır, şey için uğraşıyoruz o gece son olarak nerdeydiniz? | Open Subtitles | لا، لا، إنّنا نحاول فحسب أنْ... في المنزل، أقوم بالإشراف على ضرب زوجي. |
Evliliğimizi kurtarmak için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | إنّنا نحاول إنقاذ زواجنا. |
İş üztündeyiz. Planlanan zamanda bitirmek için uğraşıyoruz bu yüzden... | Open Subtitles | نحن نعمل على ذلك |
Bunun için uğraşıyoruz diyelim. | Open Subtitles | لتقل أننا نعمل على هذا |
- Teknik takibi için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل على تعقب مصدره |
Seni temin ederim Joan, biz de bunun için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | اطمئني يا "جون"، نحن نعمل على ذلك. |
Travis, şifreleri almak için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | ترافيس) نحن نعمل على الحصول على تلك الشفرات من اجلك) |
Seni çıkarmak için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل على ذلك |
evet , biz bunu için uğraşıyoruz.. | Open Subtitles | نحن نعمل على ذلك." |
- Evet, bunun için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | قبل حفل الغد؟ -أجل، نعمل على هذا . |
Bulmak için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | " لا ، نحن نعمل على هذا " جين |
- Bunun için uğraşıyoruz. | Open Subtitles | -نحن نعمل على ذلك |