Şu anda içinde bulunduğumuz ikinci basamak, sayfaları bağlama fikriydi. | TED | المرحلة الثانية التي نحن فيها الآن هي فكرة تشبيك الصفحات. |
Ancak konuşmamın sonunda bunu düzeltecegim ve uzun süredir içinde bulunduğumuz bu yanlışı düzeltmek için size bir umut ışığı vereceğim. | TED | ولكنّي سأجعله أفضل في النهاية، وسأقدم لكم الجانب المشرق لإصلاح هذه الفوضى التي نحن فيها من مدة طويلة جدًا. |
İçinde bulunduğumuz kargaşayı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكر الفوضى التي كنا نعيش بها |
İçinde bulunduğumuz kargaşayı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تتذكر الفوضى التي كنا نعيش بها |
içinde bulunduğumuz dünya ile ruhlar alemi arasında herhangi bir engelin bulunmadığıdır. | Open Subtitles | إذا جاز التعبير بين العالم الذي نحن فيه و بين عالم الأرواح |
İçinde bulunduğumuz durumda, olması mümkün görünmüyor, işlere ara veremeyiz. | Open Subtitles | الوضع الذي وجدنا أنفسنا فيه لا نستطيع ذلك في الوقت الراهن لا يمكننا أن نرتاح |
İçinde bulunduğumuz bu kafesler biz buraya geldikten sonrasına kadar yapılmamışlardı. | Open Subtitles | هذه الأقفاص التي نحن فيها لم تبنى إلا بعد أن أصبحنا هنا |
Ama şu anda içinde bulunduğumuz durumu düşününce böyle gevşekçe şeyler yapmamız- | Open Subtitles | أجل, أظن لكن بالنظر إلى الحالة التي نحن فيها, |
İçinde bulunduğumuz boş uzay kabarcığının istasyondan büyük olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | هل تتذكر عندما اخبرتك بفقاعة الفضاء الفارغة التي نحن فيها , ليست أكبر من المحطة ؟ |
Bazı insanlar içinde bulunduğumuz duruma aydınlanma... | Open Subtitles | يقول البعض إن هذه الفوضى التي نحن فيها إفشاءات. |
O zaman içinde bulunduğumuz sorunu biliyorsun. | Open Subtitles | الآن أنت تعرف المشكلة التي نحن فيها |
Öyle sanıyorum ki, bilinçle içinde bulunduğumuz durumda işte böyle birşey. | TED | حسنا أعتقد أن شيء من هذا القبيل هو الوضع الذي نحن فيه فيما يتعلق بالوعي. |
Senin gibi kıvrak zekâlı biri... içinde bulunduğumuz karmaşık durumu muhakkak kavrar. | Open Subtitles | بالتأكيد يستطيع عقلك الحكيم تفهّم الموقف المعقد الذي نحن فيه. |
Senin inatçı Fransız beynin içinde bulunduğumuz durumu anlamayı reddediyor. | Open Subtitles | عقلكِ الفرنسي العنيد يرفض فهـم الموقف الذي نحن فيه |
İçinde bulunduğumuz durum bu. | Open Subtitles | والآن في هذا الموقف الذي وجدنا أنفسنا به، |
İçinde bulunduğumuz durum son derece ciddi. | Open Subtitles | الوضع الذي وجدنا فيه أنفسنا في غاية الخطورة. |