Birlikte mi yiyorlardı, aynı su kaynağından mı içiyorlardı, patojene maruz kaldıklarında neredeydiler? | Open Subtitles | هل كانا يشربان من مصدر الماء عينه و أين كانا حينما تعرّض كلٍّ منهما للعامل المرضي |
- Polis barı orası, herkesle içiyorlardı. | Open Subtitles | انها حانة للشرطة، لقد كانا يشربان مع الجميع |
Oldukça nefret dolu olan bu insanlar saçma kıyafetlerden giyinmişlerdi büyük purolar içiyorlardı. | Open Subtitles | كانوا حاقدين بملابسهم المضحكة يدخنون السيجار الكوبي |
Baba, bir kaç sikik kafalı Çinli asker penceremin önünde sigara içiyorlardı. | Open Subtitles | يا ابي, بعض الجنود الصينيين كانوا يدخنون خارج نافذتي |
Onlar zaten Titanic'te kahve içiyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يحتسون القهوه اثناء مشاهده التايتنك |
her gün öğle yemeği zamanı, onlar viski içiyorlardı. | Open Subtitles | في راحة الغذاء كانوا يشربون هذا الويسكي بشراهه |
- Biriyle mi içiyorlardı? | Open Subtitles | هل كانا يشربان مع احد ما ؟ |
"Pernod içiyorlardı." | Open Subtitles | "كانا يشربان الخمر" |
Ve onlar sigara içiyorlardı! | Open Subtitles | وقد كانو يدخنون |
Sebastian cremmington ve kardeşleri şafaktan beri içiyorlardı. Sebastian kusması gerektiğini biliyordu ama partiye devam etmek de istiyordu. | Open Subtitles | (سيباستان كريمنغتون) وأخوانه كانوا يحتسون الخمر منذُ طلوع الفجر. |
Müvekkillerim ve arkadaşları içki içiyorlardı, bunu itiraf ediyorlar. | Open Subtitles | موكلي و رفيقيهما كانوا يشربون وهم إعترفوا بذلك |
İnsanlar şişeden şampanya içiyorlardı.. | Open Subtitles | و كان الناس يشربون الخمر من الزجاجة |
Votka içiyorlardı, aralarından | TED | ها هم هناك، يشربون الفودكا. |