ويكيبيديا

    "iş birliği" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التعاون
        
    • تتعاون
        
    • تعاونت
        
    • تعاونك
        
    • يتعاون
        
    • تعاوني
        
    • تتعاوني
        
    • تعاون معنا
        
    • متعاون
        
    • متعاونة
        
    • متعاوناً
        
    • مُتعاوناً
        
    • بالتعاون
        
    • اتعاون
        
    • بالتنسيق مع
        
    O Çinliye söyle, et dolabına bakmak istediğimde, iş birliği yapsın! Open Subtitles أخبر ذلك الصيني عندما أريد إلحاقه بمخازن اللحوم فيجدر عليه التعاون
    Zaman geldi iş birliği yapmayı reddetti dolayısıyla büyü olmadı. Open Subtitles لذا عندما الوقت جاء رفض التعاون لذا السحر كان سيئ
    Benimle iş birliği yapmayacaksan, burada bulunmamın bir anlamı yok. Open Subtitles إن لم تتعاون معي من الأفضل أن لا أكون هُنا
    Ama eğer bizimle biraz daha iş birliği yaparsan seni şüphelerden arındırırız. Open Subtitles لكن .. إن تعاونت معنا قليلاً نستطيع إزالتك من قائمة المشتبه بهم
    Gönüllü iş birliği yaparsanız FBI memnun kalacaktır. Open Subtitles مكتب التحقيقات الفدرالي يقدّر تعاونك الطوعي، سيد ذلك الطريق يعمل.
    Kamu çalışanları, devletteki teknologlarla iş birliği yaptığında zor, karışık, hayati ve sihirli bir şey ortaya çıkıyor. TED هنالك شيءٌ صعب، وفوضوي وحاسم وسحري يحدث عندما يتعاون موظفو الحكومة مع التقنيين، على مستوى المدينة والولاية والوطن.
    Tam iş birliği içinde olacağımdan emin olabilirsiniz." Open Subtitles يمكنكم التأكد من تعاوني التام ؟
    Ne kadar çabuk iş birliği yaparsan, o kadar çabuk çıkarsın. Open Subtitles كلّما أسرعت في التعاون كلّما كان وقت خروجك من هنا أبكر.
    Yaptığım işte daha iyi olabilmek için muhaliflerimle iş birliği yapabilirim. TED أستطيع التعاون مع معارضيني لأصبح أفضل فيما أفعله.
    Biliyorsunuz ki, birlikte bina inşa etmek iş birliği duygusu yaratmanın en iyi yollarından biridir. TED كما تعلمون، تشييد البنايات معًا هي الطريقة الأفضل لإحداث شعور التعاون.
    İş birliği yapmak olağanüstü bir çaba değil, çabanızı nasıl paylaştırdığınızdır. TED التعاون لا يتطلب مجهود خارق، بل كيفية توزيع مجهودكم.
    İnsanlar aptal değil; iş birliği yapmıyorlar. TED والناس ليسوا بأغبياء؛ إنهم لا يريدون التعاون.
    Efendim, iş birliği yapmazsanız, sizi gözaltına almak zorunda kalacağım. Open Subtitles يا سيد إن لم تتعاون أخشى أن أضعك رهن الاعتقال
    İnsan boyutundalar, onlarla iş birliği yapıyorlar ve karmaşık, tekrarlı olmayan işleri gerçekleştirmek üzere programlanabiliyorlar. TED إنها بحجم البشر وهي تتعاون في الواقع معهم وبالإمكان برمجتها من أجل أداء المهام المعقدة الغير متكررة
    İş birliği yaptığımız birimler, ATF, NRO, hatta bir adı bile olmayan bölümler, ulusu ilgilendiren acil durumlarda iş birliğine girer. Open Subtitles لقد تعاونت وكالات كثيره منها مكافحه الارهاب و الامن الداخلي و حتي وكالات لا ادري اسمائها انهم يتعاونون في الازمات الوطنيه
    Bu iş uzadı. İş birliği yaparsan eğer, gitmene izin vereceğiz. Open Subtitles يكفي هذا الآن ، إذا تعاونت معنا ، سنتركك تمضي
    İş birliği önermeye hazır olmadığınız takdirde idam edileceksiniz. Open Subtitles و إذا كنتِ غير مستعدة لكي تقدمي تعاونك فسوف تعدمين
    Örtülü ödeneği gizleyeceğimizi söyle, bizimle iş birliği yapacaktır. Open Subtitles أخبره بأننا سنغطي على الأموال الجانبية لذا عليه أن يتعاون معنا
    Bu yüzden iş birliği yapmamı istiyorsan bana karşı biraz hoşgörülü olman gerek. Open Subtitles ربما عليك ان تدفع لي لقاء تعاوني ؟
    Senin iyi olduğunu biliyor ve sevgilerini gönderdi ve iş birliği yapmak istiyor. Open Subtitles هو يعلم أنك بخير وهو يرسل حبه وهو يريدك أن تتعاوني معنا
    Bu şekildeki bir iş birliği için, direk çıkmasını talep ederim. Open Subtitles إن تعاون معنا فسآخذ حكم المؤبد في عين الاعتبار
    Eğer sakin olursan, rahat olup iş birliği yaparsan belki yarına kadar yaşarsın. Open Subtitles الآن، اَلتزمُ الهدوء، وكن متعاون َ، قَدْ تَعِيشُ حتى تري الغدً
    Müvekkilim soruşturmanız için iş birliği yapmaya hazır. Open Subtitles انظر , موكلتتى كانت متعاونة بالكامل مع تحقيقك
    İş birliği yaparsanız da yasalara göre evin içinde kalabilirsiniz. Open Subtitles و مسموح لك , حسب القانون بالبقاء في المنزل إذا ظللت متعاوناً
    Ona rüşvet verdiğini bize kanıtlarsan savcının bizimle iş birliği yaptığını bilmesini sağlarız. Open Subtitles وفّر لنا أدلة أنّك قدّمت له رشاوي، وسيعرف المدّعي العام كمْ كنت مُتعاوناً.
    İş birliği istiyoruz. Ama arama izni olmadan başlamanıza izin veremeyiz. Open Subtitles نحن نرغب بالتعاون ولكن لا يمكننا أن نسمح لك بالبدء بدون مذكرة
    Demek, sizinle iş birliği yapmazsam beni yem olarak kullanacaksınız. Open Subtitles اذن , سوف تستعملني كطعم حتى اتعاون
    Zorunlu kıyafetler en azından tatmin edici ama NATO ortaklarımızla iş birliği hususunda iyi iş çıkardık. Open Subtitles الالتزام بالزيّ أقل من المستوى المطلوب لكنكم قمتم بعملٍ جيّد بالتنسيق مع حلفائنا في حلف الناتو

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد