Aileden hiç kimsenin Irak'a seyahat etmek veya iş yapmak için gitme plânı yaptığını duymadınız mı? | Open Subtitles | لم تسمع أحداً من عائلتك يناقش خططاً أو يسافر إلى "العراق" للقيام بعمل هناك؟ |
Boş bir ev, iş yapmak için garip bir yer. | Open Subtitles | منزل مغلق يبدوا مكان غريب للقيام بعمل |
Bir Hollanda şirketi tarafından bir iş yapmak için tutuldum, benim uçağımın ve bok gibi beyazın işin içinde olduğu bir iş. | Open Subtitles | لقد تم إستئجاري من قبل الجماعة الهولندية للقيام بمهمة لهم مهمة تتعلق بطائرتي شحنه كبيرة |
Biz hırsız değiliz. Özel bir iş yapmak için tuttular bizi. | Open Subtitles | لسنا لصوص لقد كلفنا للقيام بمهمة معينة |
Chandler onlar oyuncu. Onlar iş yapmak için oradalar. | Open Subtitles | هم ممثلين انهم هناك ليعملو شغلهم |
Onlar iş yapmak için oradalar. | Open Subtitles | انهم هناك ليعملو شغلهم. |
Biz de sizinle iş yapmak için sabırsızlanıyoruz. | Open Subtitles | نتطلع للقيام بعمل معك أيضاً. |
Ben buraya bir iş yapmak için geldim. | Open Subtitles | - أنا هنا للقيام بعمل . |
Sen Keystone'a iş yapmak için geldin. | Open Subtitles | لقد جئت إلى كي ستوون للقيام بمهمة |