Benimle konuşmadı. Sadece seni bu işe bulaştırdığım için özür dilerim dedi. | Open Subtitles | :أبت أن تتحدث إليّ باستثناء أنها قالت "أنا آسفه لأنني أقحمتك في هذا" |
Seni bu işe bulaştırdığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف لأنني أقحمتك في الموضوع |
Hey, Juicy seni de bu işe bulaştırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | يا (جوسي) أنا آسف لأنني أقحمتك في هذه المسألة |
Seni bu işe bulaştırdığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | آسف ، ما كان عليّ أن أورطكِ في هذا |
Seni bu işe bulaştırdığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | آسف ، ما كان عليّ أن أورطكِ في هذا |
Senide bu işe bulaştırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لاقحامك في هذا |
Seni bu işe bulaştırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | (جاك) انا آسفة لاقحامك في كل ذلك |
O zaman ölmüş olurduk, Shelby. Seni bu işe bulaştırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | كنا سنموت " شيلبي " آسف لإقحامك في الأمر |
Seni bu işe bulaştırdığım için üzgünüm | Open Subtitles | أنا آسف .. لإقحامك في هذا |
Hey, Juicy seni de bu işe bulaştırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | (جوسي)... أنا آسف أني أقحمتك في هذا. |
Seni bu işe bulaştırdığım için özür dilerim. Bana Noble Sigorta'dan bahset. | Open Subtitles | آسفه لإقحامك في هذا- أخبريني عن (نوبل) للتأمين- |