Ama bu makineyle, maruz kalacağı işkenceyle istediğim bilgiyi verecektir. | Open Subtitles | ولكن مع هذا الجهاز... انا التعذيب المعلومات أحتاج خرج منه. |
Ajanım demiyorum ama olsaydım eğitimim gereği işkenceyle başa çıkabilirdim. | Open Subtitles | تدريبي سيكون قد علمني كيفية مقاومة التعذيب |
Askerler, kocasını işkenceyle öldürürken ona zorla seyrettirmişler. | TED | أجبرها الجنود على مشاهدة تعذيب وقتل زوجها أمامها |
Kurbanlarını işkenceyle kontrol altına alma takıntısı, tacize uğradığını gösterebilir. | Open Subtitles | و بالنظر للهوس للسيطرة على ضحاياه بالتعذيب |
Şifremizi çözmeye çalışan Japonlar onu işkenceyle öldürdü. | Open Subtitles | العذاب حتى الموت بواسطة اليابانين . ذكاء ان نجرب انزل شفرتنا |
Leydim Selima ihtiyacımız olanı senden işkenceyle almanın daha çabuk olacağına inanıyor. | Open Subtitles | سيدتي (سليمة) تعتقد أننا سنسرع لما نُريد إذا قامت بتعذيبك. |
Ve işkenceyle sorgulamaya aldırdım Ta ki gerçekte olanları söyleyene kadar. | Open Subtitles | ولقد وضعتة تحت الاستجواب ، والتعذيب حتى يُكشف لى بطبيعة الحال ما حدث. |
Herif zamanında birkaç adamı işkenceyle öldürmüş. | Open Subtitles | ولكن بينما كان هذا الرجل فى السلطة فقد قام بتعذيب عدد من الرجال حتى الموت |
Başımıza kurşun sıkacaklar ya da bizi işkenceyle öldürecekler... ya da bizi burada bırakacaklar ve bombanın bizi-- | Open Subtitles | سوف يطلقون النار على رءوسنا ...أو سيعذبوننا حتى الموت أو سيتركوننا هنا ...و يضعون القنبله |
Yani, bilmen lazım ki işkenceyle neredeyse hiç iyi bilgi elde etmez. | Open Subtitles | أقصد، حريٌّ بكِ أن تعرفي أنّ التعذيب لا يكاد ينتج عنه معلومات مفيدة أبدًا. |
Bilhassa, bizatihi babam tarafından uygulanan müfrit işkenceyle karşı karşıya kalınca. | Open Subtitles | خصوصاً بوجه التعذيب المتطرف بواسطة والدي |
Dert derken, işkenceyle öldürmeyi mi kastediyorsan bunların klon bedenler olduklarını unutuyorsun.. | Open Subtitles | أن كان عن طريق المشاكل أنتِ تعنين الموت أو التعذيب أنتِ نسيتي ان هذه الأجساد مستنسخة |
İşkenceyle itiraflar, namussuzluk... | Open Subtitles | الإعترافات تحت التعذيب و الفساد.. |
Benim dayakla işkenceyle işim olmaz. | Open Subtitles | ليس لدي أي علاقة بأيّ ضرب أو تعذيب. |
Diğer bütün eylemciler işkenceyle öldürüldü. | Open Subtitles | تم تعذيب المتورّطين كلهم حتى الموت |
Bence otel görevlileri işkenceyle öldürülecekler kategorisinde kuşları öldüren çocuklar ve step dansçılarıyla birlikte... | Open Subtitles | لا، آسف السكاكين لا تُستخدم على موظفى الفنادق إنهم فى قسم "الموت بالتعذيب البطىء". |
- İşkenceyle ettirilen itiraflar... - Seviyor musun? | Open Subtitles | إن الإعتراف المنتزع بالتعذيب لا يجدى |
İşkenceyle başka çıkmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | هناك طريقة كي أتخلص من هذا العذاب |
Ancak şu an ruhunda hissettiği işkence bir zamanlar üyesi olduğu hükümetin insanlara yaptığı işkenceyle boy ölçüşemez. | Open Subtitles | لكن التعاطف مع العذاب الحالي الذي تعاني منه روحه... يجب ألا يؤدي بنا إلى نسيان... عذابات ومقتل الملايين على يد الحكومة التي انضوى تحت لوائها |
Leydim Selima ihtiyacımız olanı senden işkenceyle almanın daha çabuk olacağına inanıyor. | Open Subtitles | سيدتي (سليمة) تعتقد أننا سنسرع لما نُريد إذا قامت بتعذيبك. |