Ve ben Keen'i kurtarabilecek tek kişinin yerini az önce ona söyledim. | Open Subtitles | وأخبرتها للتو أين يُمكنها إيجاد " الشخص الوحيد القادر على إنقاذ " كين |
Bir ayağı çukurda olmasına rağmen Fish Mooney'i kurtarabilecek düzeydeydim. | Open Subtitles | لقد كنت قادراً على (إنقاذ (فيش موني على الرغم من حقيقة أنها كان لديها قدماً واحدة في القبر |
Eğer Savitar tekrar gelecekse ve Iris'i kurtarabilecek tek kişi bensem kurtarabildiğimden emin olmak için elimden gelen her şeyi yapmalıyım. | Open Subtitles | إن عاد (سافيتار) وأنا الوحيد القادر على إنقاذ (أيريس) -فيجب أن أبذل قصارى جهدي لأنقذها -وهل أنت موقن أنك تريد فعل ذلك؟ |