İkici kanat, sosyal muhafazakarlar; dini özgürlüklere inanırlar, kürtaja karşıdırlar, okullarda ibadet isterler. | TED | ثانيا، هناك المحافظون والذين آمنوا بالحرية الدينية، وهم مناصرون للحياة، الصلاة في المدارس. |
Saf ve temiz olmadığımdan ibadet edemez, dini anlamı olan hiçbir cismi elleyemezdim. | TED | كنت أعتبر غير نقية و ممنوعة من الصلاة أو لمس أي شيء له أهمية دينية. |
Herkesin kendi düşüncesi uyarınca ibadet etme hakkı olduğuna inanıyoruz, fakat inanç özgürlüğü, insanların inanışlarını suiistimal etme hakkı vermez! | Open Subtitles | نحن نعتقد أن كل شخص لديه الحق في العبادة وفقا لضميره لكن حرية الدين ليست رخصة للاعتداء على إيمان الشعب |
Mısırlılar'ın içten gelerek ibadet ettiği o anı artık tüm ince ayrıntılarıyla anlıyoruz. | Open Subtitles | هذه اللحظة التي كانت تمثل عبادة مصرية بالغريزة الآن، نحن نعلم تفاصيل مذهلة |
Sonra aynı haftanın Cuma günü, Müslümanların ibadet için toplandıkları gündü. | TED | ثم في يوم الجمعة من نفس الإسبوع، اليوم الذي يجتمع فيه المسلمون للعبادة. |
Tamam, Hadi bakalım, işimize bakalım. Bayanların ibadet odası sağdan ikinci tamam. | Open Subtitles | غرفة صلاة النساء انها الغرفة الثانية على اليمين. |
Demek istediğim, hepiniz O'nun var olduğuna dair ufacık bir kanıt bile yokken Tanrı'nın kim olduğunu ve O'na nasıl ibadet edeceğinizi bildiğinize o kadar inandırılmışsınız ki. | Open Subtitles | أعني, لكم جميعاً مقتنعون تماماً أنكم تعرفون الله بالضبط و بالضبط كيف يريد أن يعبد |
Okuldaki ibadet yerleri ilgili bu tartışmalar bana tuhaf geliyor. | Open Subtitles | أعجب من تلك الجلبة المثارة حول الصلاة بالمدارس. |
Bence tanrı varsa bile onun için ibadet etmeye değmez. | Open Subtitles | في رأيي، إذا كان الله هناك ، فاني متأكد ان الجحيم لا يساوي الصلاة. |
Burasını da bizim ibadet grubundan bir bayan önerdi. | Open Subtitles | وهذا المكان وصّت عليه فتاة في مجموعتنا الصلاة التي نشارك بها |
İsa, beş dolarlık " İbadet Seti " siparişi verenleri kutsuyor. | Open Subtitles | يريد الله أن يعرف بكم تبرعتم إلى دار العبادة |
Müslümanların ibadet yerleriyse, sizinkinin üzerinde! Hangisi daha kutsal? | Open Subtitles | أماكن العبادة للمسلمين تقبع فوق مقدساتكم |
Müslümanların ibadet yerleriyse, sizinkinin üzerinde! | Open Subtitles | أماكن العبادة للمسلمين تقبع فوق مقدساتكم |
Fakat sanat ve bilimde ileri olmalarına karşın yaşamlarının en önemli kısmında, tanrılarına ibadet etmede ilkel kaldılar. | Open Subtitles | لكن بالرغم من نضج فنونهم وعلومهم في أهم جزء من حياتهم في عبادة آلهتهم، ظلوا بدائيين |
Sanki İskandinav kültürü gibi, modern zamana evrimleşmiş ama aynı zamanda hala antik tanrılara ibadet eden. | Open Subtitles | إنها تبدوا كثقافة نرويجية تطورت للأزمنة الحديثة ومازالت مستمرة فى عبادة الآلهة القديمة. |
Bazen, usulüne göre Yehova'ya ibadet etmek için çok sevdiğimiz bazı şeylerden vazgeçmeliyiz. | Open Subtitles | أحياناً, من أجل عبادة الله علينا أن نتخلى عن أشياء نحبها جداً |
Normalde bir ibadet yeri olması gerekiyor. | TED | فمن المفترض أن تكون مكاناً عاماً للعبادة. |
Hiç tibetli rahipler yoğun ibadet halindeyken üzerlerinde yapılan nörolojik çalışmaları okudunuz mu? | Open Subtitles | اما أن يكون من تقرأ أي الدراسات العصبية القيام به على رهبان التيبت عندما يكونون منغمسين في صلاة عميقة؟ |
Bu tapınakta yıllardır ibadet edilmiyor. | Open Subtitles | لم يعد هناك من يعبد في هذا المعبد منذ أعوام مضت. |
Ama daha çok ibadet etmek istedi. Nasıldır bilirsin. | Open Subtitles | لاكن هي ارادت ان تصلي اكثر , انتي تعرفين ما تتحب |
Onlar yalan söylerler, kancıktırlar senin ve benim gibi aynı Tanrıya ibadet te etmezler. | Open Subtitles | إنّهم يكذبون ويطعنون في الظهر ولا يعبدون نفس الإله كـ أنتَ وأنا. |
Herkes "Gabbo budur", "Gabbo şudur" diyor. ...kimsenin "ibadet budur", "Jericho şudur" dediği yok. | Open Subtitles | الجميع يقول "قابو هذا ، و"قابو ذلك" لكن لا أحد يقول "أعبد هذا" و"استنكر ذلك" |
Hayır, hâlâ Budist'im. Ama ailemle de ibadet edebiliyorum. | Open Subtitles | كلاّ، ما زلت بوذيّة، لكن بإمكاني أن أتعبد مع عائلتي أيضاً |
Özgürce ibadet edip, etrafta dolaşmalarına dayanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيعُ الانتظار لرؤيتهم يصلون ويمشون حولي بحرية. |
Bir tarafta dindar herifler var bir tarafta da Yousaf gibi dindar olmayanlar var ama adamın korumaları günde on kez falan ibadet ediyor. | Open Subtitles | فلديك الرجال المتدينون والرجال الغير متدينون مثل يوسف ولكنه حارسه الشخصي يصلي عشر مرات باليوم |
- Evet ama bagnaz degil. Kalid Muhammud'de ibadet ediyor. | Open Subtitles | نعم، لكنّه ليس متطرفاً (يمارس عبادته في جامع (خالد محمد |
Bizi buraya ibadet için mi çağırdın, ...yoksa senin görüşmelerini dinleyelim diye mi? | Open Subtitles | هل دعانا هنا للصلاة. .. أو للاستماع إلى المكالمات الهاتفية الخاصة بك؟ |
Özellikle ibadet ederken... çektiğin acıları hissedebiliyorum. | Open Subtitles | لقد ذكرتكِ مراراً في صلواتي .. لمعرفتي بالعذاب الذي تمرّين فيه. |