Yemeğin banyo yaptığını sanan canlı bir tavşandan ibaretti. | Open Subtitles | طبقك كان مجرد أرنب حي والذي أعتقد أنه كان يأخذ حماما |
Sizin için belki de bir müşteriden ibaretti ama kendi bildiği yollarla size göz kulak oldu. | Open Subtitles | بالنسبة لك ربما كان مجرد عميلٍ آخر ,ولكنه اهتم لأمرك كما يبدو, بطريقته الخاصة |
O patlama göstermelik bir başarısızlıktan ibaretti. | Open Subtitles | ذلك الإنفجار، كان مجرد تمويه فاشل. |
Yalnızca bir bahaneden ibaretti. | Open Subtitles | ولكن ذلك كان مجرد عذر. |
Bunların hepsi büyük bir şakadan ibaretti. | Open Subtitles | كل ذلك كان مجرد اثارة. |
Geçen gece olanlar sadece bir resmi yemekten ibaretti. | Open Subtitles | ما حدث بالامس كان مجرد عشاء |
Nora Allen öldürüldüğü sırada parçacık hızlandırıcı, yaratmayı düşündüğüm bir fikirden ibaretti. | Open Subtitles | (فيوقتمقتل(نوراآلين .. مسرع الجزيئات الذي صنعته في النهاية، كان مجرد فكرة، أقل من كونه واقعاً، |
Nora Allen olduruldugu sirada parçacik hizlandirici, yaratmayi dusundugum bir fikirden ibaretti. | Open Subtitles | (فيوقتمقتل(نوراآلين .. مسرع الجزيئات الذي صنعته في النهاية، كان مجرد فكرة، أقل من كونه واقعاً، |
Birlikte geçirdiğimiz yaz hoş bir anıdan ibaretti. | Open Subtitles | صيفه معي كان مجرد ذكرى. |
Bir et yığınından ibaretti. | Open Subtitles | كان مجرد قطعة من اللحم |
Ama sadece bundan ibaretti, bir mekandan. | Open Subtitles | لكنه كان مجرد هذا فقط،مكان |
- Araştırmam bir teoriden ibaretti. | Open Subtitles | بحثي كان مجرد نظرية. |