ويكيبيديا

    "ibret" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • عبرة
        
    • مثالاً
        
    • مثال
        
    • عبرةً
        
    • عِبرة
        
    • كعبرة
        
    • أمثولة
        
    Hücreden sonra, onu ibret olarak kullanıyor; bir ay kamu hizmeti. Open Subtitles :بعد خروجه من السجن، جعل منه عبرة شهر من الخدمة الاجتماعية
    Onları iyice yükseğe asalım ki diğer Berberilere ibret olsunlar! Open Subtitles سنعلق اجسادهم عاليا ليكونوا عبرة لباقى المغاربة
    Sonra ibret olsun diye adada dolaştırırlar. Kocasını tanıyordum. Kocasını biliyordum. Open Subtitles ومن ثم سيطوفون به في ارجاء الجزيرة ليكون عبرة انا اعرف زوجك اعرف ما حل بزوجك
    Bu adamlar, Roma'nın huzuruna kastedenler için ibret olsun. Open Subtitles دع هؤلاء الرجال يكونون مثالاً إلى كل من يتحدى سلام روما
    Benim varoşumda cinayet işleyen herkes başkalarına ibret olsun diye ölmek zorunda. Open Subtitles كل من يقتل في حيّي يجب أن يموت ليكون مثالاً لغيره
    İbret olması için yapıyor. Düşmandan kaçanların başına neler geleceğini gösterecek. Open Subtitles إنه يرغب في ضرب مثال لكل من يحاول الانسحاب أمام العدو
    Onlardan bir şey çalarsan seni ibret olsun diye cezalandırırlar. Open Subtitles إنهم يحبون وضع عبرةً حينما يسرق منهم أحداً.
    Herkese ibret olsun diye... onları canlı canlı gömdüler. Open Subtitles لذا جعلوا منه عبرة هو و أخية دفنوهما وهما ما زالا يتنفسات
    Hem ittifak onu ibret için saklamak isteyebilir. Open Subtitles كما أني أعتقد أن التحالف يريدون جعل عبرة منها
    Halka ibret olsun diye sizi hapse veya bir çalışma kampına gönderecek. Open Subtitles سوف يجعلك عبرة بأرسالك الى السجن او الى العمل الزراعي
    Size cesedine dokunabileceğinizi söylemedim. Aslına bakarsan, onu burada bırakmamın bir sebebi var. İbret alınsın diye. Open Subtitles لم أعطكِ الإذن بنقل جثمانها، بالواقع تركتها هنا عبرة لمَن يعتبر.
    Bir tanesi ayağa kalkmaya çalışınca onu ibret haline getirmek zorundasınız. Open Subtitles وعندما يحاول أحدهم الإعتراض يجب أن تجعلوه عبرة للباقين
    Çünkü Aaron'ı ibret olsun diye cezalandırmak istiyorlardı. Open Subtitles ‫حسن، أظنّ لأنهم أرادوا أن يجعلوا من هارون عبرة ‫و قالوا — السبب الذي ذكروه لعدم تراجعهم
    Bu gece, her bir gösterici, kışkırtıcı veya eylemci ibret olsun diye cezalandıracak! Open Subtitles الليلة سنجعل من أي متظاهر أو مشكك أو معارض مثالاً
    Her koloniyi ibret olsun diye cezalandıramayız. Open Subtitles لا نستطيع أن نجعل من كل مـُـستعمرة مثالاً
    Onu diğerlerine ibret olsun diye öldürürdü. Open Subtitles سيقتلها لتكون مثالاً لهم هذا صحيح
    İbret olması için yapıyor. Düşmandan kaçanların başına neler geleceğini gösterecek. Open Subtitles إنه يرغب في ضرب مثال لكل من يحاول الانسحاب أمام العدو
    İki adamın hikayesinden Amerika hakkında ibret alınacak bir öyküyü fark ettim. TED أدركت أن قصة الرجلين شكلت مثال عاجل لأمريكا.
    Hepinize ibret olsun çocuklar. Bay McGill. Open Subtitles وهذا مثال لمن يصبح مثل ماكجيل سـيد ماكجيل
    Yani senin için bir anlamı olmayan, tercihen canlı olarak istediğin ve ibret olsun diye cezalandıracağın bir kızı aramam gerekiyor? Open Subtitles من المفترض عليّ البحث عن الفتاة التي لاتعني شيئاً لك والتي تحتاجه بشكل أفضل أن تكون حيّة. والتي تريد أن تجعلها عبرةً ؟
    Yargıç Anthony Pipitone en yüksek cezayı vererek özellikle Vayhue gibi ünlü bir spor şahsiyetinin cezalandırılarak mahkûmiyetinin herkese bir ibret olduğunu... Open Subtitles القاضي أنطوني فرض عليه الحُكم الأقصى لكي يكون عِبرة للأخرين خصوصاً الشخصيات الرياضية المشهورة
    Arada bir, Marcellus ibret olsun diye birini öldürmekten hoşlanır. Open Subtitles كل فترة, مارسيلوس يفضل أن يقتل رجلا كعبرة
    İbret olsun diye evini elinden almış. Open Subtitles فقرّر أن يجعل منه أمثولة عبر انتزاع منزله منه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد