Eyalet örnek teşkil etmesini istiyordu o yüzden idam cezasıyla karşı karşıyaydı. | Open Subtitles | و المحكمة أرادت أن تجعل منه عبرة و كان يواجه عقوبة الإعدام |
Almanya'da idam cezasıyla ilgili bir ders veriyordum. | TED | كنت أُعطي بعض المحاضرات في ألمانيا عن عقوبة الإعدام. |
Gelgelelim idam cezasıyla yargılandığını çok iyi biliyor. | Open Subtitles | ومع ذلك، فهو أكثر من يدرك أنه هو الذي يواجه عقوبة الإعدام. |
Teslim olarak, idam cezasıyla yüz yüze kalıyor. | Open Subtitles | بتسليم نفسه، هو يواجه عقوبة الإعدام |
İdam cezasıyla yargılanmamak karşılığında bize Emily Barlow'un yerini hemen şimdi söyleyeceksiniz. | Open Subtitles | وسوف نرفع عنك عقوبة الإعدام إذا أخبرتنا أين "إيميلى بارلو" الآن |
O Ranger'ların ölümleri için idam cezasıyla karşı karşıyasın. | Open Subtitles | تواجهين عقوبة الإعدام لقتل هؤلاء الحراس |
Bence idam cezasıyla karşı karşıyasın. | Open Subtitles | أعتقد أنك تواجه عقوبة الإعدام |
Eğer otobüste yaşanan olaylar 3 hafta önce olmuş olsaydı Dustin idam cezasıyla yüzleşiyor olmazdı. | Open Subtitles | لو كان تلك الرحلة المميتة أبكر بـ 3 أسابيع لم يكن (داستن) سيواجه عقوبة الإعدام الآن |
Ve Nomar'ın, hasta ruhlu herif, federal muhbir olması senin idam cezasıyla karşı karşıya olduğun anlamına gelir. | Open Subtitles | وبقتل (نومار) المرشد الفيدرالي فستواجه عقوبة الإعدام يا (رويز) |
İdam cezasıyla karşı karşıyayız! | Open Subtitles | نحن نواجه عقوبة الإعدام! |