Biliyor musun, önceleri aptal bir idealist olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | تعرف منذ البداية اعتقدت أنك مثالي شخص مضجر |
Biraz şaşırdım. Senin gibi zeki, idealist, hümanist bir solcu, kötü adamlara para mı yediriyor? | Open Subtitles | يجب أن أقول بأنني متفاجئة قليلاً رجل عالي التفكير ، مثالي ، مليئ بالإنسانية مثلك |
Birlikteki bazı yoldaşlar onun fazla idealist olduğunu... düşünüyorlardı. | Open Subtitles | بعض الرفاق من الجماعة كانوا يرونها مثالية جداً |
Birlikteki bazı yoldaşlar onun fazla idealist olduğunu... düşünüyorlardı. | Open Subtitles | بعض الرفاق من الجماعة كانوا يرونها مثالية جداً |
İdealist konuşmalar yapmak, hiçbir zaman basılmayacak romanlar yazmak hariç elbette. | Open Subtitles | ما عدا، بالطبع، إعطاء الخطب المثالية وكتابة روايات لن تنشر |
Ben idealist değilim ama onları durduramıyacagımızı biliyorum Onlara cesaret vermemeliyiz. | Open Subtitles | لست مثالياً, لكن إن كنا عاجزين عن إيقافهم علينا ألا نشجعهم |
Size tek söyleyebileceğim oldukça dağınık, duygusal açıdan zengin ve dikkat çekici ölçüde idealist olduğu. | Open Subtitles | يمكنني أن أخبرك فقط بأنها غير منتظمه عاطفيا و كريمه و مثاليه بطريفه استثائيه |
Bundan emimin ki, orada bir yerde size uygun olabilecek, idealist bir insana rastlarsınız. | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ هناك شخص ما هناك الذي مثالي لَك. |
Görüyorsunuz ya, bu yılanın hapishane kuşu olmasından önceydi o zamanlar idealist, kanunlara saygılı genç bir arkeologdu. | Open Subtitles | طبعاً كان هذا قبل أن يصبح سنيك مجرماً سيئ السمعة حين كان عام آثار شاب مثالي ملتزم بالقانون |
Sana onu elinde tutmanı öneririm. O idealist biri. | Open Subtitles | أقترح أن تبقي الوضع بهذه الطريقة، فهو مثالي |
Hiçbir şeye karışmadan idealist olmak kolay olmalı, öyle değil mi? | Open Subtitles | من السّهلِ أَنْ يَكُونَ مثالي على الخطوط الجانبية، أليس كذلك؟ |
Umutsuz bir idealist olsa da fikirlerinin temiz ve davetkâr bir mantığı var. | Open Subtitles | بينما هو مثالي ميؤوس منه، تملك نظرياته منطقاً واضحاً وجذاباً. |
Çünkü duyduğuma göre epeyce çekici, genç, idealist bir avukat için çalışıyormuşsun | Open Subtitles | لأنني أسمع بأنك تعمل خصيصاً من أجل شابة مثالية و جذابة |
Çünkü Wendy becerikliden ziyade, daha çok idealist ve hayat idealistleri lime lime eder. | Open Subtitles | لأنها مثالية في عملها أكثر من عملية والعالم يلتهم المثاليين |
Milliyetçilik uyandırılmış aynı zamanda, beşeri mükemmelliyetin idealist bir vizyonudur. | Open Subtitles | قد تم محاكاتها من قبل الوطنية، لكن أيضاً من رؤية مثالية للكمال الإنساني |
Eğer bu kadar idealist olmasaydı hoş bir çocuk olabilirdi. | Open Subtitles | لو لم يكن من مبتغي المثالية لرأيت أنه لطيف |
Çavuş biraz idealist biri, anlayın artık şunu. | Open Subtitles | الذي لا تستطيعون فهمه يا رجال أن العريف يتمتع ببعض المثالية |
Ben, mahkemelerimizin ve jüri sistemimizin dürüstlüğüne... inandığım için bir idealist değilim. | Open Subtitles | لست مثالياً ...حتى أجزم بذلك فى أمانة محاكمنا وفى نظام هيئة محلفيننا |
Ben kontrol sorunları olan ve genç, parlak, idealist bir gencin başkan olmasına izin vermeyen iğrenç ve bitkin bir yetişkinim. | Open Subtitles | أنا بالغ مقرف مع مشاكل بالتحكم و لم أستطع أن أسمح لشابه لامعه و مثاليه بالترشح للرئاسه |
Herkes, körü körüne idealist olabilir. | Open Subtitles | المزيد من الفرص، ولكن أي شخص يمكن أن يكون مثاليا عمياء. |
Bu güvensizliğin mesleğinden kaynaklanıyor. Karşımızda birkaç sorun çıkaran idealist var sadece. | Open Subtitles | فلسفتك التشاؤمية هي مخاطرة مهنية هؤلاء ليسوا سوى حفنة مثاليين ومثيري مشاكل |
Babam bir idealist ama bu haksız olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | والدي مثاليّ, هذا لا يعني أنه مخطئ |
Biraz idealist bir tip gibi gelmişti -- bilirsiniz biraz havalı bir tip. | Open Subtitles | جاء مصادفه من أحد الرجال الذين يتصفون بالمثالية. تَعْرفُ، قليلاً موقفِ؟ |