| "Bu suçlamalarla ilişkin olarak bu davada ifadeni değiştirmek için herhangi bir anlaşma ya da bu tip bir şey yaptın mı? | Open Subtitles | " إذا كان لك أية علاقة بخصوص.. " فيما يتعلق بأمور الُتهم الموجهه لك.. " و بمقابل شهادتك في هذه القضية .. |
| Gerçekçi olmadığı sürece senin ifadeni kullanamayız. | Open Subtitles | لا يُمكننا أستخدام شهادتك مالم تكون صادقة. |
| Sana söyleyince ileriye çık ve mahkemeye ifadeni ver. | Open Subtitles | عندما أدعوك، تتقدم لتقدّم إفادتك في المحكمة. |
| Senin ifadeni mahkemeye sunacağım. Orada her şeyi anlatacaksın. | Open Subtitles | سوف أقدّم إفادتك في المحكمة، حيث ستروي كلّ شيء. |
| Dr. Cartwright senin ifadeni doğrulayıp savcılığın tıbbi iddialarını çürüttüğünde beraat edeceksin. | Open Subtitles | وعندما يدعم الدكتور كارترايت أقوالك ويدحض الأدلة الطبية للإدعاء عندئذ ستعلن براءتك |
| Jessie, Burda bir polis ifadeni almak için hazır, seni bekliyor. | Open Subtitles | جيسي، هناك a شرطي إنتهى هناك، هو مستعدُّ لأَخْذ a بيان. |
| Çok sey farkeder. Kimse senin ifadeni alamadi. | Open Subtitles | يضايقني تماماً لم يحصل أحد على شهادتك من قبل |
| Herkesin gözü önünde ifadeni aldığım anda savunma avukatı çaresizlikten altına dolduracak. | Open Subtitles | حالما أحصل على شهادتك ...أثناء جلوسك هناك ...محامي الدافع سيقبع في مكانه |
| Mahkeme kayıtlarından gerçek ifadeni okudum. | Open Subtitles | .. قرأت النسخ المكتوبة من شهادتك الحقيقية .. |
| Sende ifadeni verince, sana suçlama yöneltilmeyecek. | Open Subtitles | ،و مقابل شهادتك ضدّه .لن تتعرّضي لاتّهامات |
| - İfadeni değiştirmek istemediğine emin misin? | Open Subtitles | هل أنتَ واثق من عدم رغبتك بتغيير إفادتك ؟ |
| Ben gidip kamerayı getireyim ve ifadeni kaydedelim. | Open Subtitles | سوف أذهب لأُحضر كاميرا الفيديو، وسنقوم بتسجيل إفادتك. |
| Aslına bakılırsa, Cinayet Büro ifadeni almadan gitmene izin veremeyiz. | Open Subtitles | في الحقيقة، لا يُمكننا أن نُطلق سراحك. ليس حتّى أن يحصل قسم مكافحة الجرائم على إفادتك. |
| İfadeni yazacağız sonra imzalaman için dairene gönderirim. | Open Subtitles | سنكتب إفادتك سأحضرها إلى شقتك لاحقاً من أجل أن توقعيها |
| İfadeni bana tekrarlayabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | قرأت أقوالك وفكرت ربما تعطيني نسختها الأصلية منك |
| İfadeni alan polis işini iyi yapmamış. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا الشرطيّ أخذ أقوالك وقام بعمل هزيل للغاية |
| Horatio benden bugünle ilgili olarak ifadeni almamı istedi. | Open Subtitles | أن أحصل على بيان منك عن اليوم لماذا لا نبدأ بمن هي الفتاة؟ |
| Sadece ilerdeki merkeze kadar gideceğiz. Orada ifadeni alacaklar. | Open Subtitles | نحن ذاهبون إلى مركز الشرطه سيأخذون شهادتكِ |
| Televizyonda Amerikan Vampir Cemiyeti'nin tanıtımını yapmaktansa tüm gecemi büyük ihtimalle bir dolu saçmalık dinleyerek boşa harcadığım ihtimalinden dolayı otorite ifadeni değerlendirecek. | Open Subtitles | ستُراجع السلطة بيانك أمام احتمال قوي وصريح بإضاعتي ليلة كاملة من تعزيز مرسوم تعديل الحقوق |
| Tamam. Burada kal. İfadeni alacağım. | Open Subtitles | حسناً،ابقي هنا وانا سأحتاج إفادة منكِ،هيا بنا |
| Morrison ve Paine'ni öldürdün... ve ben senin ifadeni alacağım. | Open Subtitles | انت قتلت موريسون.. وقتلت بيين وسوف اقوم باستخراج افادة منك بذلك |
| İfadeni sadece bana vereceğini söylediler. | Open Subtitles | قالوا لي انك لن تمنحي افادتك الا لي |
| En azından ifadeni ver, adın temize çıksın. | Open Subtitles | حسناً، على الأقل قدم أفادة و جنب نفسك الشبهات |
| Atışını karşıladığımdaki yüz ifadeni görmeni isterdim. | Open Subtitles | كان يجب ان ترى النظرة على وجهك بعد الضربة الساقطة فقط قبل الجدار |
| Hey, eğer beni duyabiliyorsan, şu ifadeni değiştir. | Open Subtitles | إذا يمكنكم سماعي امسح تلك النظرة من وجهك |
| Tek yapman gereken ifadeni değiştirmen. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو تغيير ذلك التقرير |