Bay Meyer'in bir arkadaşının imzalı ifadesine göre sözde tecavüzcü, aslında Bayan Reston'la aylardır süren bir ilişki yaşıyormuş. | Open Subtitles | هناك شهادة موقعة من أحد أصدقاء السيد ميير، يشهد فيها أن من يسمى مغتصباً كان على علاقة بالسيدة ريستون، |
Bu adamın ifadesine dayanarak, davayı düşürmek üzereyim. | Open Subtitles | فحسب شهادة هذا الرجل أنا على وشك فضّ القضية |
İfadesine göre izlenen bu görüntülerde, hiçbir şey anlaşılmamaktadır, ...yani katilin kim olduğu belirlenemez. | Open Subtitles | شهادته تقول ان فيديو مراقبة مثل هذا ذو قدرة خاصة لا يستطيع ان يخطىء القاتل |
Neden berbat bir halde olmayan birinin ifadesine ihtiyaç duyduğumu görebiliyorsun sanırım. | Open Subtitles | إذن، أنت تفهم لماذا أنا بحاجة لشهادة شخص لن يسبب أيّ كارثة |
Tasha'nın ifadesine göre siz ikiniz partiyi terk ettiniz annenin arabasını çaldınız ve Valerie Gilbert'un evine gittiniz. | Open Subtitles | إفادة تاشا تقول ,بأنكما الإثنتان تركتما الحفل وسرقتم سيارة أمكِ |
Eşkali, kırmızı kapüşonlu "sweatshirt" giyen şüpheliyi sekizinci kattaki yangın alarmını çalıştırırken gören bir görgü tanığının ifadesine dayanarak belirledik. | Open Subtitles | الرسم التقريبي بناء لأقوال شاهد عيان رأى المشتبه به يلبس ملابس رياضية حمراء ويطلق جهاز إنذار الحريق في الطابق الثامن. |
Hayatım, yeminli ifadesine göz attım bana oldukça güvenilir geldi. | Open Subtitles | عزيزتي , لقد اطلعتُ على شهادتها تبدو جديرة بالثقة لي |
Bölge savcısı yardımcısı cipten 12 metre uzakta olan gözleri sulanmış bir valenin ifadesine göre dava açıyor. | Open Subtitles | قام المدعي العام برفع دعوى قضائية وبناءً على شهادة خادم مشوش النظر، يبعد 12 متراً من السيارة الجيب |
Sayın Hakimler, avukatın ifadesine olan aşırı ayrıcalığı bir kez daha vurgulamak istiyorum. | Open Subtitles | , لسيادتكم أود التأكيد على إستثنائى القوى على شهادة المستشار |
Çoğunlukla tanık ifadesine dayalı ki bunu da çürütmek pek zor olmayacaktır zaten. | Open Subtitles | معتمدة بشكل كبير على شهادة شاهد، ليس من الصعب تكذيبها، ما كنت لأظنّ هذا. |
Hesaplamalarımın bir kısmını tanık ifadesine göre yapmıştım, ...ki doğası gereği elbette güvenilmez, fiziksel kanıtların aksine. | Open Subtitles | لقد أقمتُ جزءًا من حساباتي على شهادة الشهود وهي بطبيعتها لا يمكن الاعتماد عليها على خلاف الأدلة المادية |
Bir katilin şüpheli ifadesine dayanarak mı? | Open Subtitles | استناداً على شهادة مشكوك فيها من قاتلٍ مدان ؟ |
Sen hatırlamayabilirsin ama bu robot resim seni bir minibüsü çalarken gören teslimatçının ifadesine göre çizildi. | Open Subtitles | هذا الرسم إستند على شهادة عامل توصيل، من رآك تسرق سيارة. |
Damien yolda ve güvendiği tek kişi sensin. Bu dava onun ifadesine bağIı. | Open Subtitles | و انت الوحيد الذي يثق به هذه القضيه تعتمد علي شهادته |
İfadesine göre motele vardığımızda da arabadan inmişim ve ona: | Open Subtitles | شهادته هي... أنني عندما قدتُ أخيراً إلى النُزُل... أخرج من السيارة. |
Yang Min Joo'nun ifadesine göre geçtiğimiz yedi yıl boyunca Lee Jae Kyung yüzünden, kendi isteği dışında bir akıl hastanesine kapatılmış. | Open Subtitles | طبقا لشهادة يانغ مين جو فقد سجنتها ل7 سنوات |
Unalaq'ın ifadesine göre Varrick'in iç savaş hazırlığı yaptığı bir toplantıya katılmışsın. | Open Subtitles | , وفقا لشهادة أونولاك أنت ِ حضرتي أجتماع حيث فاريك حاول ان يحرض لحرب أهلية |
Bayan Ludwig, komşunuzun yazılı ifadesine göre, ...söz konusu gecede saat 10'dan hemen önce evden ayrılmışsınız, ...ve ona göre de gece yarısına kadar dönmemişsiniz. | Open Subtitles | سيدة لودويغ، هذه إفادة من جاركِ يبين فيها أنه سمعكِ تغادرين في الليلة المعنية قبيل العاشرة مساءً |
Bu duruşma için hazırladığınız müzekkere, ...DEA Ajanı Lee Cheswick'in yeminli yazılı ifadesine dayanmıyor mu? | Open Subtitles | مبنية على إفادة العميل لي تشيسويك التي أقسم عليها؟ |
Ve tüm bu arkadaşlarının ortak ifadesine göre otobüsü çalan kişi sensin. | Open Subtitles | ووفقاً لأقوال أصدقائك هنا أنت من سرق تلك الحافلة |
Ortalık yatışana kadar onu saklarız sonra da ifadesine karşı dokunulmazlık alırız. | Open Subtitles | سنستمر في اخفائها حتي تهدأ الامور ونمنحها حصانه مقابل شهادتها |
Denton'ın ifadesine göre, birlikte çalışırkenki ilişkiniz profesyonelliğin biraz ilerisine geçmiş. | Open Subtitles | وفقاً لأقوالها عندما عملتم معاً كانت علاقتكم أكثر من مهنية صرفة |
Genellikle tüm portrelerimi, öznemin başını hareket ettirme biçiminden, boynun eğilme biçiminden, parmakların ifadesinden, ellerin jestlerinden, bakışlara ve genel duruş ile surat ifadesine yönlendiriyorum. | TED | عادة، أركز جميع صوري، على طريقة إدارة الرأس، الطريقة التي تميل بها العنق، تعابير الأصابع، إيماءات اليدين، إلى النظرة وعموما هذه الطريقة تحمل وجهات نظر. |
Dedektifin tarafından olayı dinlemeden görgü tanıklarının ifadesine göre davranamayız. | Open Subtitles | بدون جانب المحققة من القصة سنضطر للإعتماد علي إفادات الشهود |
Fırındaki soygunla ilgili ifadesine ekleyecek hiçbir şeyi yok. | Open Subtitles | لم لكن لديه أي إضافه على إفادته السابقة عن السرقة في المخبز، |