Bay Bratcher'in dediğine göre, Rainey'in ifadesiyle asla dalga geçmemiş. | Open Subtitles | قال السيد براتشر أنه لم يسخر أبدًا من إفادة ريني |
Bay Bourg'un ifadesiyle yasal olarak bunu bir suçlamaya dönüştürebilirim. | Open Subtitles | ,ومع إفادة بورغ قانونيًا, بإمكاني الوصول إلى الدليل القطعي |
Hepsi şüphelinin ifadesiyle tutarlı. | Open Subtitles | كلاهما متوافق مع إفادة المشتبه به. |
İfadesiyle ilgili sorularım var. | Open Subtitles | حسنا , أنا لدي سؤال حول شهادتها |
İfadesiyle ilgili sorularım var. | Open Subtitles | شهادتها حول سؤال لدي أنا , حسنا |
Tommy'nin ifadesiyle Başsavcı iki cinayeti de Ross de Koning'in yaptığına ikna oldu. | Open Subtitles | مع شهادة (تومي)، المُدّعي العام واثق أنّه سيُدين (روس دي كونينغ) بكِلي الجريمتين. |
Maxwell'in ifadesiyle bu herifleri içeri tıkacağız. | Open Subtitles | -ماذا ؟ مع شهادة (ماكسويل) سوف ننال من هؤلاء الأوغاد |
Görüşüne göre Brandt Stone Kayla Dillon'ın ifadesiyle ilgili problemi bir şekilde fark etmiş, ...gece yarısı hakimi aramış, ...ve davanın düşmesini sağlamış. | Open Subtitles | يبدو أن (براندت ستون) سمع إشاعات عن إفادة الشاهدة (كايلا ديلون) واتصل بالقاضي في منتصف الليل، |