Biz sadece bir ihbar aldık. Galiba bir şaka. | Open Subtitles | اننا تلقينا مكالمة من المحتمل ان تكون مزحة |
CTU'dan ihbar aldık. | Open Subtitles | تلقينا اتصالاً من وحدة مكافحة الإرهاب بشأن تهديد على حياتك |
Bir hata olmalı. İsimsiz bir ihbar aldık. | Open Subtitles | ربما هناك خطأ ما، تلقينا بلاغاً من مجهول |
Bomba yüklü bir arabayla ilgili isimsiz ihbar aldık Nativo Otel'deymiş. | Open Subtitles | لقد تلقينا معلومة عن تفجير سيارة في فندق ناتيفو |
Ekip üyelerinizin boğazından enfeksiyon olabileceğine dair isimsiz bir ihbar aldık. | Open Subtitles | لقد تلقينا بلاغ من شخص مجهول بأن هناك أعضاء من فرقتك لديهم بكتيريا في الحلق |
Yolda bir ceset olduğuna dair isimsiz bir ihbar aldık. | Open Subtitles | تلقينا مكالمة من مجهول ان هناك جثة في الطريق |
Yolda bir ceset olduğuna dair isimsiz bir ihbar aldık. | Open Subtitles | تلقينا مكالمة من مجهول ان هناك جثة في الطريق |
Bu mülkte aile içi şiddet yaşandığına dair bir ihbar aldık. | Open Subtitles | تلقينا مكالمة طارئة حول وجود حالة عنف منزلي هنا |
Dinle, otogardaki insanlardan bir ihbar aldık. | Open Subtitles | اسمعي، تلقينا اتصالاً من أشخاص في محطة الباص |
Bakın, bir ihbar aldık. | Open Subtitles | انظر, لقد تلقينا اتصالاً |
Bir hata olmalı. İsimsiz bir ihbar aldık. | Open Subtitles | ربما هناك خطأ ما، تلقينا بلاغاً من مجهول |
Rosewood AVM'den bir ihbar aldık. | Open Subtitles | لقد تلقينا بلاغاً من أمن مركز " روز ود" التجاري. |
2013 yılında bir ihbar aldık radikal bir terörist grubu Lajpat Nagar'da saklanıyordu. | Open Subtitles | في 2013 تلقينا معلومة إن إرهابياً يختبئ في مأوى في لاجبات ناجار |
Çünkü fişlerden kesinti yapıldığını söyleyen isimsiz bir ihbar aldık, o yüzden de defterlerinize bir göz atmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لأننا في الحقيقة تلقينا معلومة من مجهول تفيد بأن شخص ما هنا كان يختلس الفاتورات، إذن، نحن فقط بحاجة لإلقاء نظرة على دفاترك. |
Ateş ettiğine dair ihbar aldık. | Open Subtitles | لقد تلقينا بلاغ بأنك قد اطلقت ناراً |
Yeme yarışmasında bir batılı olduğu hakkında ihbar aldık. | Open Subtitles | وصلتنا معلومات أن رجلاً يتطابق مع هذه المواصفات كان موجودًا بمسابقة الأكل. |
Sizin eşkalinize uyan birinin kaçakçılık yaptığına dair isimsiz bir ihbar aldık. | Open Subtitles | وصلتنا معلومة من مجهول بأن شخصٌ يطابق مواصفاتك يُهرّب الممنوعات |
Birisinin tuvalette tutulduğuna dair bir ihbar aldık. (Olası adam kaçırma) | Open Subtitles | وردنا اتصال عن احتجاز أحدهم في المرحاض |
Şey, ortağım ve ben... bir uyuşturucu dozaşımı ile ilgili ihbar aldık. | Open Subtitles | ..... حسناً، أنا وشريكى أستجبنا الى مكالمة مجهولة بخصوص جرعة مخدرات زائدة |
Terkedilmiş bir polis arabası için bir ihbar aldık. | Open Subtitles | تلقينا إتصالاً بشأن سيارة شرطة مهجورة |
Kaldırımda müstehcen davranışlar sergilendiğine dair bir ihbar aldık. | Open Subtitles | تلقينا اتصالا عن تصرف بذيء على الممشى |
Yalnızca bir ihbar aldık ve uygun soruşturmayı yürüttük. | Open Subtitles | , لقد تلقينا تقرير . و سعيت وراء التحقيق ليكون حقيقا |
Sahte kimlik yapımıve bir kaçak konusunda ihbar aldık. | Open Subtitles | تلقينا معلومات عن تعاملك بوثائق مزورة.. |
Hanımefendi, çalışanlarınızdan birinden burada bir sorun olabileceğine dair bir ihbar aldık. | Open Subtitles | سيدتيّ , تلقينا مُكالمة من احد العاملين بأنه هناك إضطراب هنا. |
- Birkaç gün önce, birinin Bağımsızlık Bildirgesini çalacağına dair bir ihbar aldık. | Open Subtitles | حصلنا على بلاغ قبل أيام قليلة أن شخص سيحاول سرقت إعلان الإستقلال |