Ayrıca Paleontoloji bölümünden bazı arkadaşlara ihtiraslı ve ateşli bir cinsel ilişki yaşadığımızı söyledim. | Open Subtitles | أيضاً لقد أخبرتُ بعض الرفاق من قسم المتحجرات أنهُ أنا و أنتِ بأننا إستمتعنا بعلاقة حب عاطفية و نارية للغاية |
Ama bana insanlığın gördüğü en ihtiraslı ve azdırıcı dansı yapmaktan başka şans bırakmadın: | Open Subtitles | ولكنكِ لم تتركي لي خيار إلا تطبيق أكثر رقصة عاطفية مغرية معروفة للبشرية |
Kendini doğal ve ihtiraslı görmediğini biliyorum ama haksızsın. | Open Subtitles | أنا عارف انك مش شايفة نفسك تلقائية ...أو عاطفية, بس انتى غلطانة |
Karl-Henrik daha ihtiraslı olmamı istiyor. | Open Subtitles | بالإضافة الى شئ اخر، كارل هينريك يوبخني لإفتقاري الطموح |
Sadece kendini düşünen, ihtiraslı bir iş kadını olduğumu düşünüyorsun. | Open Subtitles | لا، أنت تظن بأنني المراة المهنية الطموحة التي تهتم فقط بنفسها |
Bir grup ihtiraslı hizipçi, onursuz subay beni öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | عصبة صغيرة من الضباط الطموحين عديمو الإستقامة تآمروا ليتخلصوا مني |
Onlar ihtiraslı zamanlardı, çok hızlı geçtiler... | Open Subtitles | كانت تلك أوقات عاطفية .. مرت سريعاً |
Hayatımın en ihtiraslı aşkıydı. | Open Subtitles | كانت أشد علاقة عاطفية في حياتي |
Fazla ihtiraslı olduğunu söyler. | Open Subtitles | عاطفية جداً كما تقول |
Aşırı derecede ihtiraslı biridir. Bunu biliyorum. | Open Subtitles | كانت مبالغة الطموح أعلم هذا |
İnsan ihtiraslı olduğu için utanmamalıdır aksine değilse utanmalıdır. | Open Subtitles | لا ينبغي أن يخجل الرجل من الطموح أبداً، ولكن يجب من عدم وجوده ... -قد يكون هذا حقيقياً في أمريكا |
Ve sonra ihtiraslı sarışınla bir gece geçirdin. | Open Subtitles | فإذا بك بعدما أمضيت ليلة واحدة مع الطموحة الشقراء |
İhtiraslı ancak haysiyetsiz küçük bir gurup subay beni yok etmek için komplo kurmuştur. | Open Subtitles | عصبة صغيرة من الضباط الطموحين عديمو الإستقامة تآمروا ليتخلصوا مني |
Yıllar boyunca bir sürü "ihtiraslı öğrenci gördüm, ama Tracy Flick" özel bir durumdu. | Open Subtitles | ( ترايسي فليك ) ... لقد رأيت العديد من الطلاب الطموحين يأتون و يرحلون على مر السنين ... |