| İhtiyacı olanlara yardım ettiğim sürece asla çok çalışmaktan korkmam. | Open Subtitles | لم أتراجع يوماً عن بذل الجهد في مساعدة المحتاجين بيننا |
| İnsanların sadece Noel'de ihtiyacı olanlara yardım etmesi garibime gidiyor. | Open Subtitles | أنا أستغرب ..لماذا يفكّر الناس في إطعام المحتاجين أعياد الميلاد فقط |
| Burada yaptığı önemsiz iş yerine, Fannie gibi yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmesini isterdim. | Open Subtitles | تمنيت لو أنهُ يساعد الناس المحتاجين كـ فاني بدلَ هذه التفاهات التي يقوم بها هُنا |
| Eğer bu yardıma ihtiyacı olanlara, .. | Open Subtitles | حسناً . إذا هذا يعني أن تفتح بابك إلى هؤلاء الذين يحتاجون |
| Biz burada yardımımıza ihtiyacı olanlara yardımımızı sunmak için buradayız, çünkü biz Kara Panterler | Open Subtitles | نحن هنا لتقديم الحماية والمساعدة لكل من يحتاج لمساعدتنا |
| İhtiyacı olanlara fiziksel ve psikolojik danışmanlık hizmeti verilir. | Open Subtitles | التقييم النفسي و البدني متوفر لمن يحتاج للإستشارة. |
| Para, ihtiyacı olanlara karşı hayırlı bir şey yapma hissi. | Open Subtitles | مال , من أجل اعطاءه للجمعيات الخيرية لتعطيها للمحتاجين |
| Elimizdeki tüm parayı direk ihtiyacı olanlara harcıyoruz ve başka şeyler için fırsat kalmıyor. | Open Subtitles | كل فلس نحصل عليه يذهب مباشرة للأشخاص المحتاجين لذلك لا يبقى الكثير من اجل الأمور الجميلة |
| Üstesinden geldiği sıkıntılı geçmiş yüzünden ihtiyacı olanlara karşı yardım etmek için can atan şefkatli ve hassas bir kadın. | Open Subtitles | إمرأة حنونة وحساسة تتلهف لمساعدة المحتاجين لأنها بنفسها قد تغلبت على |
| Babam, görkemli bir doktor ve Tiger Crane'de çift yumruk ustasıydı ve ihtiyacı olanlara tıbbi yardıma başlamıştı | Open Subtitles | والدي، طبيب رائع وعلى درجة معلم في قبضة النمر المزدوجة درس الطب لإنقاذ حياة المحتاجين |
| Yardıma ihtiyacı olanlara bak biz onlara ulaşabiliriz. | Open Subtitles | أنظر إلى هؤلاء المحتاجين ويمكننا الوصول إليهم |
| O savaşta, kimse durmak istemedi ve böyle kişiler bugün de var. İhtiyacı olanlara yardım ve koruma sağlamak sadece bir insanlık davranışı değildi, bu onlar için gerçekten fark yaratıyordu. | TED | في تلك الحرب، التي لم يرد لها أحد جدياً أن تتوقف، ولدينا الكثير مثلها اليوم، لم يكن تقديم بعض المساعدة إلى المحتاجين وقليل من الحماية مجرد لمسة انسانية، كان يحدث فرقا حقيقيا بالنسبة لهؤلاء الناس. |
| Hıristiyanlara fakirlere ya da ihtiyacı olanlara yardım edenin, bağışlama belgesi alanlardan daha iyi bir iş yaptığı öğretilmeli. | Open Subtitles | أو يُقِرض المحتاجين... ... يعمل عملاً أفضل... |
| Hükümetimiz, halkımızın ihtiyacı olanlara yardım etmesi gerektiğine inanıyor. | Open Subtitles | الحكومة تؤمن بمساعدة أولئك المحتاجين |
| - Bunları ihtiyacı olanlara vermemek günah. | Open Subtitles | إنها خطيئة بألا تعطي المحتاجين. |
| Bir yeteneğim var ve bunu ihtiyacı olanlara yardım etmek için kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | لدي هبة واحب أن أضعها في خدمة المحتاجين |
| Yardıma ihtiyacı olanlara yardım ederiz. | Open Subtitles | نساعد المحتاجين |
| Ama şu anda destek ve rehberliğimize ihtiyacı olanlara yardım etmek durumundayız. | Open Subtitles | ولكننا في موقف الآن يسمح لنا بمساعدة الآخرين.. الذين يحتاجون إلى مساندتنا وإرشادنا |
| İhtiyacı olanlara falan. | Open Subtitles | تعرفين أولئك الذين يحتاجون لها |
| Biz burada yardımımıza ihtiyacı olanlara yardımımızı sunmak için buradayız, çünkü biz Kara Panterler | Open Subtitles | نحن هنا لتقديم الحماية والمساعدة لكل من يحتاج لمساعدتنا "لأننا "النمور السوداء |
| Yardıma ihtiyacı olanlara yardım edelim. - Hal. | Open Subtitles | واذهب واعثر على من يحتاج للمساعدة |
| Daha birkaç ay oldu. Yeminim, ihtiyacı olanlara yardım etmekti. | Open Subtitles | كان قسمي منذ عدة أشهر أن أسخّر نفسي لمن يحتاج المساعدة |
| İhtiyacı olanlara kendini gösterir ve sadece bunu yapmayı uygun gördüklerine. | Open Subtitles | إنه يظهر للمحتاجين, ولكن ليس إلا حين يجد ذلك مناسباً. |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 