Anneleri ve dedeleriyle ön bahçesi ve arkada verandası olan iki katlı bir evde yaşıyorlardı. | TED | وعاشا مع أمهما وجدهما في بيت مكون من طابقين مع حديقة أمامية وشرفة خلفية. |
Bazıları iki katlı bir binadan daha yükseğini görmediler. | Open Subtitles | لم يرى أغلبهم مبنى أعلى من طابقين إلا في الصور |
İki katlı bir pasta. " Her Çarşamba Pasta Günü. " | Open Subtitles | مكونة من طابقين كل يوم أربعاء يكون يوم الحلوى |
Sonuçta orası iki katlı bir evdi, Mickey. | Open Subtitles | .أعني, لقد كان بيت مكّون من طابقين, ميكي |
Başka bir ceset daha iki katlı bir apartmanda bulundu. | Open Subtitles | عُثر على جثة أخرى في غرفة في شقة مؤلفة من طابقين |
Başladığımızda, ilk okulumuz gecekondu mahallesindeki bir binanın çatısındaydı, iki katlı bir bina, yalnızca gecekondu mahallesi içindeki iki katlı bir binaydı. | TED | بدأنا, وكانت أول مدرستنا لنا تقع على سطح احدى البنايات في حير فقير مبنى مكون من طابقين, فقط مبنى مكون من طابقين داخل هذه الأحياء الفقيرة |
İki katlı bir kral dairesinde kalıyorum. | Open Subtitles | لدي جناح رئاسى من طابقين |
"İki katlı bir ev arıyorsanız, ben tam aradığınız adamım. | Open Subtitles | إذا كنت تبحث عن منزل من طابقين ) أنا من تبحث عنه |