En üstteki reyonda. Kağıt mendiller ikinci rafta, kurabiye rafından iki metre sonra pisuar kokuları üçüncü rafta, eklem ağrısı kreminin hemen atında. | Open Subtitles | في بداية الممر، المناشف الورقية على الرف الثاني، على بعد مترين من رف الكعك. |
Çekimlerden biri, buzun iki metre altında haftalar geçirmeyi, ...diğeri, tropikal bölgede yeni bir mercan resifinin temelini atmayı gerektirdi. | Open Subtitles | قد تستغرق اللقطة الواحدة الغوص أسابيعاً تحت مترين من الثلج، استلزمت لقطة أخرى وضع أساس شعبة مرجانية جديدة في المناطق المداريّة. |
O kıskacın boyutuna bakarak boyunun en az iki metre olduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | ،وفقًا لحجم مخلبها .فإنّ طولها متران على الأقلّ |
Ve onlar yerin iki metre altında gömülü. Hayır, Lukas! | Open Subtitles | والجسد هو جسد وانهم جميعا تحت ستة أقدام من الأرض |
Neredeyse iki metre uzunluğunda bir kafatası ile bu devasa dinozor, burundan kuyruğa 17 metre uzunluğundaydı. | Open Subtitles | بجمجمة تقارب المترين في الطول فكان طول هذا الديناصور الضخم سبعة عشر مترًا من الأنف للذيل |
Köşenin ardında bir adam var, 1,80 boylarında, sandalyede oturuyor köşeden iki metre kadar uzakta kucağındaki ya bir el süpürgesi ya da bir silah. | Open Subtitles | هناك رجل عند الزاوية، بطول 180 سم جالس على كرسي... على بعد مترين من الزاوية، وعلى حِضنه إما منفضة غبار أو مسدس. |
Boyu en az iki metre olmalı. O şey bir insanı göz açıp kapayıncaya kadar yutabilir. | Open Subtitles | طولها متران على الأقلّ، ذلك المخلوق" "بوسعه التهام إنسان في لمح البصر |
Tüm araziyi çevreleyen, iki metre yüksekliğinde demir çit var. | Open Subtitles | مُرتاح جداً مجمع المباني محاط بأكمله بثمانية أقدام من حديد المطاوع, وسياج من الإسمنت |
Sudan aşağı yukarı iki metre yüksekteyiz! | Open Subtitles | نحن في غضون 4 أقدام من الماء الأن |
Çocuk iki metre olur ve senin arkadaşın sadece bir buçuk metredir. | Open Subtitles | ابنك يصبح بطول المترين بينما صديقك لا يتجاوز طوله 160 سنتيمتراً |
Ellili yaşlarındaki adam, yaklaşık iki metre boyunda ve iri yapılı. | Open Subtitles | الرجل في الخمسينيات طوله يقرب من المترين وبنيته قوية |