Ben bir iki yılda bir okurum. Her seferinde farklı gelir. | Open Subtitles | أقرأها مرة كل سنة أو سنتين وفي كل مرة تكون مختلفة |
Yalnızca Çin her iki yılda bir New York şehri boyutunda bir mega kenti ekliyor. | TED | إن الصين وحدها تقوم بإضافة مدينة كبيرة بحجم مدينة نيويورك كل سنتين. |
Bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu anlamak için, eğer 1995 yılına bakarsak, Şili'nden iki yılda bir ortalama bir vaka rapor edildiğini görebiliriz. | TED | و فقط لتوضيح أهمية ذلك إذا نظرنا الى العام 1995 سنجد حالة واحدة من الكوليرا كمعدل فى شيلى لكل سنتين |
Ondan sonra seks aksar ağza almalar iki yılda bir olur, götle ilişki sıfıra iner. | Open Subtitles | والشيء التالي, يصبح الجنس متقطعاً و الجنس الفموي مرتين في السنة و النكح من الدبر غير قابل للنقاش |
Her iki yılda bir, geçmişi yâd etmek için. | Open Subtitles | كما يفعلون كل عامين ليستعيدوا ذكريات الماضى |
Ama demokrasimiz sadece her iki yılda bir oy kullanmak olmadığı gibi | TED | لكن الديمقراطية ليست مجرد التصويت مرة كل بضعة سنوات |
Bu hisse asla doyamam ve bu yüzden her iki yılda bir yeni bir dil öğreniyorum. | TED | لا يمكنني الاكتفاء من ذلك الشعور، وهذا سبب تعلمي لغة جديدة كل سنتين. |
Her iki yılda bir görülen bu kaçırılmalar rastgele bir yelpazede gerçekleşiyor. | Open Subtitles | عمليات الاختطاف تبدو عشوائية، وتقع كلّ سنتين |
Her iki yılda bir, bir benzin istasyonuna gideriz ve hükümeti deviririz ve yollarda polis olmaz. | Open Subtitles | كل سنتين, نقود باتجاه محطة لإطفاء الحريق ونحاول الإطاحة بالحكومة ولايوجد أي رجل شرطة في الشارع. |
İki yılda bir arkadaşlarımı bırakıp giderim. Hep taşınırız. | Open Subtitles | أنا أهجر الأصدقاء كل سنتين تتنقل عائلتي باستمرار |
Geçtiğimiz birkaç on yıl içinde, bilgisayar depolama kapasitesindeki ve işlemci gücündeki üstel büyüme, Moore Yasası olarak bilinen bir desen izledi. Yasa 1975'te bilgi yoğunluğunun her iki yılda bir, iki katına çıkacağını öngörmüştü. | TED | في العقود الماضية، معدل نمو المساحة وقدرة المعالجة الحاسوبية تبعت نمط يسمى بقانون موري. والذي تنبأ في 1975، بإن كثافة المعلومات ستتضاعف كل سنتين. |
Neden çıkayım ki? Ailem zaten iki yılda bir ziyaret ediyor sadece. | Open Subtitles | فوالداي يزورانني مرّةً كلّ سنتين. |
"Temsilciler Meclisi birkaç eyaletten insanların her iki yılda bir seçeceği üyelerden oluşacak. | Open Subtitles | "بيت النوّاب سيُشكَّل من أعضاء مُختارين كل سنتين من قِبل الشعب من مُختلف الولايات |
Her iki yılda bir sensörleri güncellemem gerekiyor. | Open Subtitles | علي تحديث أجهزة الاستشعار كل سنتين |
Bu sadece 2 hafta önce, St. Martin'ste, iki yılda bir yaptığımız, anketi yaparken. | TED | ها أنا ذا منذ أسبوعين، في (سانت مارتن)، للقيام بتقيمينا الدوري الذي نقوم به كل سنتين |
Gerçekten Lobos'un dağıtıcısıyla iki yılda bir buluştuğunu düşünüyormusun? | Open Subtitles | هل تظن فعلاً أن (لوبوس) يجتمع بموزعه، مرتين في السنة فحسب؟ |
Evlenirim belki Günde iki öğün yemek yapmaya ve iki yılda bir çocuk doğurmaya razı. | Open Subtitles | ربما افعل، فلديها رغبة فى طهو وجبتين و الحصول على طفل كل عامين. |
Dişiler yalnız iki yılda bir doğurgan oluyor. | Open Subtitles | لا تكون العياثيم خصبة إلا مرةً في كل عامين |
Ve de bu çoğunluk her iki yılda bir oy vermektedir. | TED | ويصوت هؤلاء الناس كل بضعة سنوات |
Her iki yılda bir evimi ve Zach'i buraya görmeye gelirim. | Open Subtitles | بكل بضعة سنوات حين أعود إلى هنا لرؤية (زاك) و لرؤية منزلي |