İki yıllık saklanmadan sonra büyük babam Londra'da ortaya çıktı. | TED | بعد عامين من الاختباء, ظهر جدي في لندن. |
İronik çünkü nişanlın sahtekarlıktan iki yıllık cezasını çekiyor ve sen ne dersen de herkes haberin olduğunu biliyor. | Open Subtitles | أنه ساذج لأن خطيبك لأن خطيبك بالسجن لمدة سنتين لأنه محتال ولا يهم ماذا تقولين, الجميع هنا يعلم بذلك |
İki yıllık çalışma sonunda elde edilenler. | TED | وقد تم ذلك كله بعد سنتين من العمل الجاد |
Ne diyorsun, bunlar iki yıllık mahkeme masraflarımı karşılar mı? | Open Subtitles | ما رأيك؟ ألا تغطي هذه نفقاتي عن القضايا القانونية لسنتين قادمتين؟ |
1995 yılında, neler olup bittiğini anlamak için iki yıllık bir araştırma projesinde çalışmaya başladık. | TED | عام 1995 بدأنا العمل في مشروع بحث تقصي لعامين لمحاولة فهم ماذا يجري. |
İki yıllık eğitim sonrasında 45 bin dolarlık bir uçakla oyun oynayabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | بعد سنتان من التدريب هل تظنان ان طائرة حربية قيمتها 45 ألف دولار صنعت لتسليتكما ؟ |
Şirkette iki yıllık elemanım. Patronum, yeminli ifade aşamasına katılmamı istedi. | Open Subtitles | أنا مساعدة في السنة الثانية بهذه الشركة رئيسي يريدني أن أحضر جلسة الشهادة |
Miriam'ın, iki yıllık sadakatsizliği küçük bir kaçamak olarak göreceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | هل تظن حقاً أن عامين من التخطيط و الغش هي خيانة صغيرة ؟ |
İki yıllık bekleyiş seni gerçekten gergin yapmış. | Open Subtitles | يا فتاة، عامين من الإنتظار جعلتك عصبية حقاً |
Bu gece iki yıllık ayıklığı çöpe atmanın eşiğine geldim. | Open Subtitles | لقد اتيت بهذا القرب لالقاء عامين من الرصانة الليلة |
Kadın sağlık görevlisi olmak için iki yıllık bir programa kaydoldum. | TED | سجلت في برنامج لمدة سنتين لأصبح مشرفة صحية |
İki yıllık bir devlet üniversitesinde altı yıl okumak sayılmaz! -Doğru söylüyor. | Open Subtitles | لكن ستة سنوات في كلية تمهيدية لمدة سنتين ليس هذا الذى فى عقلى |
Avrupa'daki bir takımdan, ama verecekleri para gerçekten çok iyi ve iki yıllık bir sözleşme öneriyorlar. | Open Subtitles | لكن الراتب جيد جدا، وهو عقد لمدة سنتين. إنتظر، أوروبا؟ |
Baek Hee-son iki yıllık inzivadan sonra mükemmel bir dönüş yaptı. | Open Subtitles | بيك هو سو تحقق عوده ناجحه بعد سنتين من الفرجه, |
Kaynama derecesine bakılırsa bu kırıklar en az iki yıllık olmalı. | Open Subtitles | ثم الرجاء التركيز. اذا حكمنا من خلال درجة من إعادة عرض، تظهر هذه الإصابات أن يكون حوالي سنتين من العمر. |
Film yapımı için gerekli ilk iki yıllık faailyetleri kapsayan karbon ölçümü yaptık. | Open Subtitles | فعلنا تقييم الكربون من أول سنتين من الإنتاج. |
İki yıllık teknik okula gidip sonra da bir tamircide çalışacağım. | Open Subtitles | سأذهب لمدرسة تقنية لسنتين ثم سأعمل في كراج سيارات |
Dana'yla daha iki yıllık evliyken beni aldattığını öğrendim. | Open Subtitles | كنت متزوجة لعامين فقط من دانا حين اكتشفت انه يخونني |
İki yıllık eğitim sonrasında 45 bin dolarlık bir uçakla oyun oynayabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | بعد سنتان من التدريب هل تظنان ان طائرة حربية قيمتها 45 ألف دولار صنعت لتسليتكما ؟ |
Doğru. O zaman neden iki yıllık birisi, kıdemlisinin yazdığını düzeltiyor? | Open Subtitles | إذن لماذا شريكة من السنة الثانية تعطي ملحوظاتٍ لشريك من السنة الرابعة؟ |
Real Madrid ile son dakika takasında Santiago Munez iki yıllık kontratla Real Madrid'e gitti. | Open Subtitles | باخر لحظة في سوق الانتقالات ريال مدريد سوف نرى اللاعب سنتياغو مونيز ينضم الى ريال مدريد بعقد مدته سنتان |
Şehirlerde ve dağlarda, acılarla dolu iki yıllık mücadeleden sonra Cezayir halkı büyük bir zafer kazandı. | Open Subtitles | بعد عامان من الكفاح المرّ في المدن وفي الجبال... حقق الشعب الجزائري نصراً عظيماً |
, Onun şüpheli bulur ve onu geri getirir, FBI, iki yıllık bir insan avı yürüten ama yerine bir deneme akranları tarafından, o hükümet iş ile verilen yararlanır. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفدرالي يجري مطاردة لمدة عامين يجد المشتبه به ويجلب له مرة أخرى، ولكن بدلا من محاكمة من قبل أقرانه |
Ee iki yıllık beraberliğiniz boyunca onu kandırmaya devam ettin? | Open Subtitles | إذن، بعد عامين سوياً، فأنت تخطط لإبقائها ملتصقة بك دوماً؟ |
O iki yıllık okuldur, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | هذهِ كليّةٌ تُقدِمُ تعليمُ سنتينِ لا أربع أنتَ محيطٌ بذلكَـ علماً, أليس كذلكْـ؟ |