Kimse sebebini sorgulamaz bana verdiğiniz gibi, bunu ikinci bir şans olarak değerlendirebilirsiniz. | Open Subtitles | لن يضيق أحد على تحركاتك ويمكنك إعتبارها فرصة ثانية مثل التى منحتها لى |
Sanırım şimdi yapabileceğim tek şey bana ikinci bir şans vermesini umut etmek. | Open Subtitles | أعتقد أن كل ما أستطيع فعله الآن هو الأمل أن يعطيني فرصة ثانية |
En iyi yaptığım şeyi yapmak için ikinci bir şans yakaladım. | Open Subtitles | اذا هاقد اتيحت لي فرصة ثانية لأقوم بما أنا ماهر به |
Stewie, sana ikinci bir şans verdiğim için çok memnunum. | Open Subtitles | أتعلم ستيوي .. أنا سعيدة حقاً أنني أعطيتك فرصة أخرى |
Bazen işleri düzeltmek için ikinci bir şans elde edemezsin. | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا نحصل على فرصة أخرى لتصحيح الأمر |
En iyi yaptığım şeyi yapmak için ikinci bir şans yakaladım. | Open Subtitles | اذا هاقد اتيحت لي فرصة ثانية لأقوم بما أنا ماهر به |
En iyi yaptığım şeyi yapmak için ikinci bir şans yakaladım. | Open Subtitles | اذا هاقد اتيحت لي فرصة ثانية لأقوم بما أنا ماهر به |
En iyi yaptığım şeyi yapmak için ikinci bir şans yakaladım. | Open Subtitles | اذا هاقد اتيحت لي فرصة ثانية لأقوم بما أنا ماهر به |
En iyi yaptığım şeyi yapmak için ikinci bir şans yakaladım. | Open Subtitles | اذا هاقد اتيحت لي فرصة ثانية لأقوم بما أنا ماهر به |
En iyi yaptığım şeyi yapmak için ikinci bir şans yakaladım. | Open Subtitles | اذا هاقد اتيحت لي فرصة ثانية لأقوم بما أنا ماهر به |
En iyi yaptığım şeyi yapmak için ikinci bir şans yakaladım. | Open Subtitles | اذا هاقد اتيحت لي فرصة ثانية لأقوم بما أنا ماهر به |
En iyi yaptığım şeyi yapmak için ikinci bir şans yakaladım. | Open Subtitles | اذا هاقد اتيحت لي فرصة ثانية لأقوم بما أنا ماهر به |
En iyi yaptığım şeyi yapmak için ikinci bir şans yakaladım. | Open Subtitles | اذا هاقد اتيحت لي فرصة ثانية لأقوم بما أنا ماهر به |
Aslında, bu şansın, hiç bir şansı hak etmeyeceğini düşünebileceğimiz bir adama, ikinci bir şans vermek için O'na yapılan bir çağrı olduğuna inanmaya başlayacaktı. | TED | قد يؤمن، في الحقيقة، أن هذه الفرصة جاءته لتمنح فرصة أخرى لشخص ربما نعتقد إنه لا يستحق أي فرصة على الإطلاق. |
İkinci bir şans olmayacak şekilde yaptım. | Open Subtitles | أنا متأكد منه ، لذا لن يكون . هناك فرصة أخرى |
Dikkatli ol, beyaz adam. İkinci bir şans yok. | Open Subtitles | كن حذراً أيها الأبيض . لن يكون لديك فرصة أخرى |
Bunların hepsini anlamanın çok zor olduğuna eminim ama onun, gerçekten seni seven adam olup olmadığını öğrenmen için senden ikinci bir şans istiyorum. | Open Subtitles | أنا متأكد إنه من الصعب فهم كل هذا ولكني أطلب منك فقط ان تعطيه فرصة أخرى لتكتشفي إنه بإمكانك أن تحبيه بشخصيته الحقيقية |
Bu maymunu geri götürmeni istiyorum böylece eski haline döndürülüp ikinci bir şans kazanır. | Open Subtitles | أريدك أن تعيده ليتم تدريبه من جديد حتى يحصل على فرصة أخرى |
Ve bir daha ikinci bir şans olmayabilir ne senin için, ne de Cody için. | Open Subtitles | وحينئذ فلن يكون لدينا فرصة اخرى لا لك ولا لكودي. |
Üzgün olduğunu biliyoruz, sonuna kadar da haklısın ama mümkünse her şeyi yoluna koymak için ikinci bir şans istiyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنكِ مستاءة، ولكِ كل الحق في ذلك لكن إن لم يكن لديكِ مانع، فإننا نريد فرصةً أخرى لتصحيح الأمور |
Tanrı, sana ikinci bir şans verdiğine göre bir nedeni vardır. | Open Subtitles | لا بُدَ من وجودِ سببٍ ليُعطيكَ الله فرصةً ثانية |
Sana ikinci bir şans vermeden öldüğünü görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لأنى لم أريد أن أراك تموت بدون على الأقل إعطائك فرصه ثانيه |
- İzcilerinizi yolda bir daha görürsem ikinci bir şans olmayacak. | Open Subtitles | اذا رأيت كشافة الطريق مرة اخرى لن يكون هناك فرص اخرى فرص.. |
Bak, ikinci bir şans vermeyi sevmem ama onursuzluğunu beğendim. | Open Subtitles | أسمعي , أنا لا أود أن أعطيكِ فرصة آخرى ولكن أقدر فيكِ إعتزازكِ بنفسك |
Amerika'da, iflas etmiş bir kumarbaza bile ikinci bir şans verilir. | TED | في أمريكا، حتى المقامر المفلس يحصل على فرصه أخرى. |
Bana ikinci bir şans verdin. | Open Subtitles | .حسنٌ؟ اعطيتني فرصه ثانية |
Görev sırasında asla ikinci bir şans vermeyiz, ama senin için bir tane vereceğim. | Open Subtitles | ليس لدينا فرص ثانية في عملنا، ولكني سأمنحكِ واحدة أخرى |
Onun yerine, hayat bana ikinci bir şans verdi, ve tadını çıkarmaya niyetliyim. | Open Subtitles | بدلا من ذلك الحياه اعطنى فرصه اخرى وانا اعتزم ان استفيد منها الاستفادة القصوى |
Paul ikinci bir şans elde etti. | Open Subtitles | بول حظي بفرصة أخرى ألا تودون سماع |
Bu benim ikinci hakkım. Daha iyi olmak için verilmiş ikinci bir şans gibi. | Open Subtitles | حسناً, هذه هي فرصتي الثانية إنها شبيهه بفرصة ثانية لفعل الخير |
Bazen hepimize ikinci bir şans gerekir. | Open Subtitles | أحيانا جميعنا يحتاج لفرصة ثانية |