İkinci el dükkânlarında bitmek bilmeyen kıyafetler arasında aranırken aklıma bir soru takıldı, almadığım diğer kıyafetlere ne oluyordu? | TED | وبينما كنت أفتش بين الرفوف اللامتناهية في متاجر الملابس المستعملة بدأت أتسآل: ماذا يحدث لكل الملابس التي لا أشتريها؟ |
İkinci el araba yerlerindeki dans eden şişme şeylere benziyorsun. | Open Subtitles | تبدين مثل تلك الأشياء القابلة للنفخ عند محلات السيارات المستعملة |
Bu bölgede üç tane ikinci el dükkanı daha var. | Open Subtitles | هناك أيضًا ثلاث محلات أخرى للبضائع المستعملة في هذه المنطقة |
İkinci el elbise istemem, ikinci el çocuk hiç istemem. | Open Subtitles | أنا لا أريد الملابس المستعملة ، ولن يكون عندي ولد مستعمل |
Sahip olduğum her şey ikinci el. | Open Subtitles | كل شيء لدي مستعمل. اعني، هل تعلم كيف يبدو |
Sonra ikinci el elektronik aletler yollayıp bir televizyon fabrikası kurduk. | Open Subtitles | ثمّ أرسنا بطلب بعض أجهزة إلكترونية مستعملة وبدأنا بمصنع تلفزيوني صغير |
Ve Kamboçya'daki en havalı ikinci el araba satıcısı olacağım. | Open Subtitles | وسأغدو تاجر سيارات مُستعملة رائع هنا في مدينة سايم ريب |
Baban bu garajda eskiden ikinci el araba satmıyor muydu? | Open Subtitles | ألم يكن والدك كان يبيع السيارات المستعملة في مرآب منزله؟ |
Moda endüstrisinin toptan satış kısmında çalışıyorum ve sattığımız bazı ürünlerin bu ikinci el dükkânlarına düştüğünü gördüm. | TED | أنا أعمل في قطاع الجملة بمجال الأزياء، ورأيت بعض المنتجات التي نبيعها ينتهي بها الحال في متاجر الملابس المستعملة. |
Bunları her zaman en sonuna kadar giyiyor ve çoğu zaman çöpe atıyoruz çünkü ikinci el dükkânına delinmiş eski çoraplarımızı bağışlamak oldukça zor. | TED | كلنا نرتدي تلك القطع حتى نعدمها، وفي حالات كثيرة نرميها في القمامة لأنه من الصعب جداً أن تتبرع بجواربك البالية المخرومة لمتجر الملابس المستعملة. |
İkinci el alışveriş cüzdan ve gardırobumun çevre üzerindeki etkisini azaltmak için bana imkan tanıyor. | TED | ان شراء الملابس المستعملة يساعدني من تقليل الكلفة البيئية والكلفة المادية |
Kampüsün otoparkında ikinci el minivanımın arkasında oturuyordum, işte o an, intihar etmeye karar vermiştim. | TED | كنت جالسًا في الجزء الخلفي من سيارتيّ الميني فان المستعملة في موقف لسيارات الحرم الجامعي، عندما قررت أنيّ سوف أنتحر. |
İkinci el eşya satan dükkanlardan topladığımız şeylerle döşedik. | Open Subtitles | مكان قديم أثثنا أنفسنا من متجر للاثاث المستعملة |
Normal tabii, oradaki ikinci el dükkânlarından alışveriş yaparım. | Open Subtitles | كنت أبتاع بعض الأشياء . من متاجر السلع المستعملة |
Belediyeye yenisinden gelmiş, ben de çok iyi bir ikinci el olanından aldım. | Open Subtitles | بربك، المدينة أحضرت واحد جديد لذا حصلت على حاسب مستعمل جيد |
İkinci el çizmenin mantar getirmesi gibi aileme ruh getirmiştim. | Open Subtitles | لقد أصبت عائلتي بعدوى العطاء كالفطريات في حذاء راعي بقر مستعمل |
Oradaki birçok telefon sadece ikinci el değil. | TED | الآن، أغلب الهواتف ليست مستعملة إطلاقاً |
Ve, Boeing'den ikinci el bir 747 alıp işi kurdum. | TED | و هكذا, كما تعلم, إشتريت طائرة مستعملة بوينج 747 وحاولت البدء بها. |
Ve harika küçük bir uzay robotu olmasına rağmen bu günlerde bir çeşit ikinci el araba gibi. | TED | وعلى الرغم من أنه روبوت رائع ذو مساحة صغيرة، يعتبر هذه الأيام نوعًا مثل سيارة مستعملة. |
Gerekli malzemeleri satın aldım, ikinci el. | Open Subtitles | ... اشتريتُ الأداة الضرورية ، مُستعملة |
Fiat ya da başka bir şey olacak ama ikinci el. | Open Subtitles | إنها فيات او شي من هذا القبيل ولكنه يقول انها مستعمله |