Etrafta ne kadar iklim değişikliğinin aşırı görüldüğü konusunda çok belirsizlik var. | TED | هناك الكثير من عدم اليقين حول كم من التغير المناخي هو أكثر مما ينبغي. |
Ama şimdi iklim değişikliğinin kafamızdaki bu resmi nasıl kolayca değiştirdiğine bakın. | TED | لكن لننظر الآن الى التغيير الذي أحدثه التغير المناخي في كيفية النظر الى الحيوان في عقولنا. |
Sanırım birçok insanın anlamadığı şu iklim değişikliğinin gelecekte oluşacağını sanıyorlar. | TED | أعتقد أن ما لا يستوعبه معظم الناس هو اعتقادهم بأن التغير المناخي هو أمر سيحدث في المستقبل. |
Bu deneyler, bu modelleme çalışmaları iklim değişikliğinin kendisini hesaba katmadı. | TED | هذه التجارب ودراسات النمذجة لم تأخذ في الاعتبار تغير المناخ نفسه، |
Bitki örtüsü yok oldukça iklim değişikliğinin daha hızlı olması olasılığı artacak ve daha fazla çölleşmeye yol açacaktır. | TED | فخسارتنا للغطاء الاخضر يعني اعادة تغير المناخ ويؤدي ذلك الى التصحر |
Neyse ki, Savunma Sekreterimiz Sekreter Mattis, bu konuya oldukça hakim ve iklim değişikliğinin büyük bir risk olduğunun farkında. | TED | لحسن الحظ، أن وزير دفاعنا، الوزير ماتيس يعي ذلك أيضًا، وما يعرفه أن المناخ خطر. |
Hayat amacımın, çalışmalarım sayesinde iklim değişikliğinin aciliyetini aktarmak olduğunu düşünüyorum. | TED | أعتبرها مهمتي في الحياة في أن أقنع من خلال لوحاتي بالإستعجالية التي يفرضها التغير المناخي |
Sürecim iklim değişikliğinin ön saflarında bulunan yerlere seyahat ederek başlar. | TED | تبدأ عمليتي بالسفر إلى تلك الأماكن على خط الجبهة مع التغير المناخي. |
Bunu hepimiz biliyoruz. İklim değişikliğinin etkilerine karşı ne kadar korunmasız olduğumuzu da biliyoruz. | TED | كلنا يعرفُ ذلك، ونعلم أيضاً اننا غير محصنين من تداعيات هذا التغير المناخي. |
Son 12 yıldır iklim değişikliğinin, bilgisayarların bize savaşmamızda yardım edeceği bir bilgi sorunu olduğu fikrine kafaya takmış durumdayım. | TED | حسنًا، على مدى 12 سنة الماضية، كنت مهووسًا بفكرة أنّ التغير المناخي مشكلة معلومات من شأن الحواسب مساعدتنا على مواجهتها. |
Fark ettim ki tüm insanlığın yüzleştiği en büyük problem olan iklim değişikliğinin çözülmesi konusunda bir rolüm olabilecekti. | TED | إذ أدركت أن بإمكاني أن أؤدي دورًا في حل إحدى أكبر المشكلات التي تواجهها الإنسانية اليوم، ألا وهي مشكلة التغير المناخي. |
uzakta. Birçoklarının dediğine göre iklim değişikliğinin tarihini araştırmak için dünya üzerindeki en iyi yer. | TED | وهو افضل مكان بحسب قول العلماء لدراسة تاريخ التغير المناخي |
Ve bu, varlığımızın ne kadar kırıIgan olduğunu ve iklim değişikliğinin insan popülasyonu üzerinde ne büyük bir etkisi olabileceğini gösteriyor. | Open Subtitles | وهذا يظهر كيف أن وجودنا كان على المحك، وكم هو التأثير الكبير الذي يحدثه التغير المناخي على أعداد البشر |
İklim değişikliğinin üstesinden gelirsen, enerji sorununu çözersin daha sonra yiyecek sorununu çözersin ve son olarak su kaynaklarını kurtarırsın. | Open Subtitles | معالجة مسألة التغير المناخي ستعمل على معالجة مسألة الطاقة ومعالجة المشاكل التي تتعلق بالغذاء ومصادر المياه |
Ülkelerin iklim değişikliğinin gerçek ve önemli bir sorun olduğuna inanması gerekiyor. | Open Subtitles | نود أن تؤمن البلاد أن التغير المناخي حقيقي وعاجل |
İklim değişikliğinin birçok sebepten bastırıldığını biliyoruz. | TED | نحن نعلم أن تغير المناخ مسكوت عنه لعدة أنواع من الأسباب. |
Son olarak, telefon üretimi iklim değişikliğinin ana unsurlarından biri olan petrole de ihtiyaç duyuyor. | TED | وأخيراً، فإنّ صناعة الهواتف تحتاج إلى البترول، الذي يعد واحداً من المسؤولين الرئيسيين عن تغير المناخ. |
ve her ne kadar bireysel yerel çabalar önemli olmaya devam edecek olsa da iklim değişikliğinin saldırısına karşı koyamazlar. | TED | وبينما ستظل الجهود المحلية الفردية مهمة لا يستطيعون الوقوف أمام هجمة تغير المناخ. |
İklim değişikliğinin diğer etkileri -- bu mercanların beyazlaması. Çok güzel bir resim, doğru. | TED | والعناصر المؤثرة الاخرى على تغير المناخ هذه هى الشعب البيضاء. و هى صورة جميلة اليس كذلك. |
Hergün daha çok insan iklim değişikliğinin varlığı hakkında daha da şüpheci yaklaşır hale geliyor. | Open Subtitles | المزيد و المزيد من الناس أصبحوا على نحو متزايد يشككون حول وجود تغير المناخ. |
Solda olanlar yaptığımız analizlerdir sağda olanlarda bugünkü ekinler toprak ve iklimlerle temellenmişler bunun çoğunu iklim değişikliğinin bozmadığını varsayalım bu iyi bir varsayım değildir. | TED | هذا تحليل أجريناه سابقا، هنا بالجهة اليسرى حيث المحاصيل اليوم، وباليمين حيث يجب أن تكون معتمدين على نوع التربة والمناخ، أخذين بعين الاعتبار أن المناخ لم يتغير كثيرا عن اليوم، وهي فرضية ليست دقيقة. |
Bu yüzde 70 oranda iklim değişikliğinin olası etkileri göz önünde bulundurulmamıştır. | TED | إن 70% المطلوبة لا تأخذ بالاعتبار التأثير الكامن للتغيير المناخي. |
Öte yandan iklim değişikliğinin insan kaynaklı nedenleri de var. | TED | وبعد ذلك لدينا الأسباب التي يسببها الإنسان لتغير المناخ أيضاً. |