"ikna etmeliyiz" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أن نقنع
• علينا إقناع
• لإقناع
• علينا اقناعهم
• أن نقنعه
• علينا أن نقنعها
• إقناعه بأن
• إقناعه بأنّنا
• أن نقنعهم
• ان نقنع

Hükûmet ve finansmanlarımızı HIV'in bitmediği konusunda ikna etmeliyiz.
نحن بحاجة أن نقنع حكوماتنا ووكالات التمويل أن الإيدز لم ينتهي بعد.

Uzaylıları triniumlarını çıkarmak için başka müdahalede bulunmayacağımıza ikna etmeliyiz.
يجب أن نقنع الفضائيون بأننا لن نقوم بمحاولات أكثر لإنتزاع الترينيوم

Ailesini, öldüğünü kabul edip, kalbini vermeye ikna etmeliyiz.
علينا إقناع عائلته بفصل أجهزة الإنعاش عنه وإعطائنا قلبه

Kızının iyiliği için olduğuna annesini ikna etmeliyiz, ki elbette onun ilgilendiği tek şey bu.
لا بد أن تجدي حجة لإقناع أمها أن هذا سيكون في صالحها هي وهذا بالطبع ما يهمها فقط

Onları, farklılıklarını bir tarafa bırakıp Haçlı Seferi'ne katılmalarına ikna etmeliyiz.
يجب علينا اقناعهم بوضع الخلافات جانباً والأنضمام للحملة الصليبية

Burada biraz daha kalması için kendisini ikna etmeliyiz, değil mi hanımlar?
يجب أن نقنعه بالبقاء لفترة أطول قليلاً أليس كذلك يا سيداتي ؟

Şimdi onu ikna etmeliyiz. Prensleri Kule'den çıkarmak için onunla birlikte çalışıyoruz.
بالنسبة للحاضر علينا أن نقنعها بأننا نعمل معها لأخراج الأمراء من البرج.

Belkide onu yeni geleneksel birşeyler yapmak için ikna etmeliyiz.
لذا ربما يجدر بنا إقناعه بأن يجرب بعض التقاليد الجديدة

Önemli olan onu binayı satmak istemediğimize ikna etmeliyiz.
والأهم, نريد إقناعه بأنّنا لانريد بيع المبنى

Alıştıklarından çok vermeye onları ikna etmeliyiz.
يجب أن نقنعهم بأن يعطونا أكثر مما تعودوا

GB: Bence, insanları Britanya'nın uzun vade çıkarları için, Amerika'nın uzun vade çıkarları için, dünyanın geri kalanıyla düzgün ilişkiler kurmanın ve gerekli adımları atmanın şart olduğuna ikna etmeliyiz.
غوردن: اعتقد اننا يمكن ان نقنع الناس بان الضروري لمصلحة بريطانيا على المدى البعيد، لمصلحة أمريكا على المدى البعيد، هو التواصل الجيد مع باقي دول العالم وإتخاذ الإجراءات اللازمة لذلك.

O halde büyükbabamı bu işi çözmenin yolunun intikam olmadığına ikna etmeliyiz.
لابد أن نقنع جدي الإنتقام ليس طريقة الحل

Yargıçları Ramon'un tamamiyle aklı başında ve mantıklı olduğuna ikna etmeliyiz.
علينا أن نقنع القضاة أن رامون عاقل تماماً و مدرك

Amerikan halkını ikna etmeliyiz tamam, bir de Colin'i.
بل علينا أن نقنع الشعب الأمريكي ..فهمت ؟ وكولين أيضا

Jack'i öldüğüne ve çıkma vakti geldiğine ikna etmeliyiz.
يجب علينا إقناع جاك أنها النهاية -حان الوقت لاتخاد الخطوة

Herman'ı peruğunu çıkartması için ikna etmeliyiz.
يجبُ علينا إقناع (هيرمان) لتغيير هذا الروتين.

O zaman Yargıç Hopkins'i onların ilişkisinin bunlarla bir alakası olmadığına ikna etmeliyiz.
لذا علينا إقناع القاضي(هوبكنز) بأن علاقتهم ليس لها أيةُ صلة بالأمرِ كله،

Savcılığı tekrar bizimle masaya oturmaya ikna etmeliyiz.
نحتاج لإقناع المدعية العامة للعودة لطاولة المفاوضات

3 haftada 12'sini ikna etmeliyiz.
لدينا ثلاثة أسابيع لإقناع اثني عشر منهم بإنتخابي

Fikir ayrılıklarını bir kenara bırakıp Haçlı Seferi'ne katılmaya ikna etmeliyiz.
يجب علينا اقناعهم بوضع الخلافات جانباً والأنضمام للحملة الصليبية

Hayır, o istiyor. Biz onu olmaması için ikna etmeliyiz.
لا، إنه يريد الترشح يجب أن نقنعه ألا يرشح نفسه

Bu yüzden ya onu yanıldığına ikna etmeliyiz ya da Lydia'yı koruyacak bir yol bulmalıyız.
إذن إما أن نقنعه أنه ليست هى ، أو علينا أن نجد طريقة كي نحميها

Jane, onu komiteyi aramama izin vermesi için ikna etmeliyiz.
جاين) علينا أن نقنعها بالسماح لي للقيام بالمكالمة

Bence, o olmadan davayı çözemeyeceğimize onu ikna etmeliyiz.
فإنّه يجب علينا إقناعه بأنّنا لا نستطيع حلّ القضية من دونه

Onları, bize ihtiyaçları olduğuna ikna etmeliyiz.
يجب علينا أن نقنعهم بأنهم يحتاجون لنا

- Benim de. Bizi davaya alması için Lassie'yi ikna etmeliyiz.
يجب ان نقنع لاسي ان يضعنا علي هذة القضية