Piskoposlar ile bir toplantı ayarlayabileceğime inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني يمكنني ترتيب لقاء مع الأساقفة |
Efendim, pazartesi günü İhracatı Geliştirme Konseyi ile bir toplantı var. | Open Subtitles | سيدي، هناك لقاء مع مجلس ترويج الصادرات يوم الاثنين. |
Pasha ile bir toplantı ayarla. | Open Subtitles | دبر لقاء مع باشا. |
Bana komisyon üyesi ile bir toplantı ayarla. | Open Subtitles | رتب لي إجتماعاً مع المفوض |
Yönetim Kurulu ile bir toplantı ayarla. | Open Subtitles | حددي إجتماعاً مع مجلس الإدارة |
Michael Bluth, Orange County'deki en büyük arsa sahiplerinden biri olan Cal Cullen ile bir toplantı ayarlamıştı. | Open Subtitles | أعد (مايكل بلوث) أجتماعاً مع (كال كولين) مالك أكبر مجموعات الأراضي في "أورانغ كاونتي" |
Michael Bluth, Bluth Şirketi'nin baş düşmanı Stan Sitwell ile bir toplantı ayarlamıştı. | Open Subtitles | حدد (مايكل بلوث) أجتماعاً مع (ستان ستويل) المنافس الرئيسي لشركة (بلوث) |