Torunlarıyla ilgilenmek istiyormuş. Onun da sizler gibi torunları varmış. | Open Subtitles | . انه يريد الاعتناء باحفاده . ان لديه احفادا مثلك |
Tamam bak, bazı kişisel işlerimle ilgilenmek için gitmek zorundayım. | Open Subtitles | حسناً، اسمع، لدي أشياء خاصة يجب الإعتناء بها |
Onunla ilgilenmek için programdan çıkmış. 6 ay kadar önce öldü. | Open Subtitles | ورفضت برنامج .العلاج كي تعتني به .ومات بعد مرور 6 شهور |
Seni görmek, duymak ya da seninle ilgilenmek için fazla kızgındım. | Open Subtitles | غاضبة جدا عن مقابلتك او الاستماع اليك او الاهتمام لامرك .. |
Hayattakilerle ilgilenmek için daha çok zaman harcamalıyım. | Open Subtitles | أنا أريد أن أقضي مزيداً من الوقت أعتني بالحياة |
Ne var biliyor musun, şu an bununla ilgilenmek istemiyorum tamam mı? | Open Subtitles | أتعلم ، أنا لا أريد التعامل مع هذا الآن ، اتفقنا ؟ |
Ben Kralın kuzeniyim. O dönene kadar bu insanlarla ilgilenmek zorundayım. | Open Subtitles | انا ابنه عمه الملك و يجب ان اعتني بالشعب حتي يعود |
Önceliğimiz, arkadaşımla çok iyi bir şekilde ilgilenmek. | Open Subtitles | في هذه اللحظة إننا نحتاج رعاية جيدة جدا لصديقي |
Kendinle ve ailenle ilgilenmek istiyorsan, ...her zaman doğruları söyleyemezsin. | Open Subtitles | إن كنت تريد العناية بنفسك وعائلتك فلا يجب عليك فعل هذا |
Kalıp sohbet etmek isterdim ama arkadaşınla ilgilenmek isteyebilirsin. | Open Subtitles | أنا أحب أن يبقى والدردشة، و ولكن قد ترغب في الاعتناء صديقك. |
Bazen iş yerinde insanlarla ilgilenmek sizi o kadar yorar ki, evdeki bir insanla ilgilenme fikri, size zulüm gelir. | Open Subtitles | أحياناً تملّ الاعتناء بالناس في العمل ولاتحتمل الاعتناء بأحد في البيت |
Demek istediğim, yeğeni ile ilgilenmek ve güzel bir yaşam yaşamak çok yanlış değil. | Open Subtitles | الإعتناء بأبنة أخته وعيش حياة رغدة ليس أمراً مثيراً للريبة |
Sizin emrinizde olduğum sürece, bununla kendim ilgilenmek istiyorum. | Open Subtitles | طالما أنا تحت الأوامر أريد الإعتناء بذلك لوحدي |
Kendiyle ilgilenmek zorunda kaldı, Roscoe ile ilgilenmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | كانت عليها ان تعتني بنفسها وعليها ان تعتني ب روسكو |
Bunun arkasındaki mantık korkunçtur; yaralı bir askerle ilgilenmek, ölü bir askere oranla, daha fazla personel ve kaynak kullanımı gerektirir. | TED | والمنطق وراء هذا الذي هو شنيع، أن الأمر يتطلب المزيد من الإجراءات للعناية بجندي مصاب أكثر من الاهتمام بشخص قد تم قتله. |
Muhtemelen bir hastanede tüm dünya ile ilgilenmek istediğim için öleceğim. | Open Subtitles | لأني أريد أن أحاول أن أعتني بالعالم بأسره |
İnsanlar da değişmeye başlıyor çünkü artık bireyle ilgilenmek yerine, hastalıkla ilgileniyorlar. | TED | الناس يبدأون بالتغير أيضاً. لأنهم يبدأون بالتعامل مع المرض، بدلاً من التعامل مع أصحاب المرض. |
Ben zaten, senin her türlü sorununla, ilgilenmek için buradayım patron. | Open Subtitles | هذا ما هو انا عليه هنا يا زعيم اعتني بأية مشاكل تعترض طريقك |
- Evet. Eğer Helen'ın çocuklarla ilgilenmek için gücü yetmezse ya da isteksiz olursa... | Open Subtitles | إذا امتنعت هيلين أو إذا لم تقدر على رعاية الأطفال |
- Hiç zor geldiği olmadı mı? Kendi çocuklarının derdi varken, bir de başkalarının çocuklarıyla ilgilenmek yani? | Open Subtitles | أشقّت عليك العناية بأطفال الآخرين بينما لديك أطفال يحتاجون عنايتك؟ |
Binanın sahibi. İlgilenmek zorunda. | Open Subtitles | هيا ، هو يملك ذلك المبنى عليه ان يعتني به |
Hiçbir ülkenin ilgilenmek istemediği bu kişilerle uğraşmak için halihazırda prototipi deniyoruz. | Open Subtitles | نحنُحالياًنقمبإختبارنموذجاًأوليّاً.. للتعامل مع أشخاص لا تريد أيّة حكومة يكونون سجناء رسميين لديها. |
Maalesef, diğer bebeğimle ilgilenmek zorundayım. | Open Subtitles | مع الأسف، يجب أن أذهب للإعتناء بطفلتي الأخرى |
Hasta babamla ilgilenmek için Ukrayna'ya dönmem gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | سأقول لهم اني عائدة الى اوكرانيا لأعتني بأبي المريض |
Yanında kalıp onunla ilgilenmek ölen yeğenim için yapabileceğim tek şeydi. | Open Subtitles | لقد إعتقدت أن الأعتناء بك هو كل ما أستطيع فعلهُ لإبنة أختي |
Bu kaçıklarla tek başıma ilgilenmek istemiyorum, bu yüzden kıçını kaldır da bana yardım et. | Open Subtitles | لا اريد ان اتعامل مع هذه المنطقة النائية الكريهة لوحدي لذا اتوقع منك ان تخرج الى هناك وتساعدني |