Litchfield'la ilgili bir haber hazırlıyorum. O da içerideki kaynağım. | Open Subtitles | انا اعمل قصة عن ليتشفيلد انها طريقي للداخل |
The Post Başkanın göçmenlik reformu ile ilgili bir haber yapmak istiyor. | Open Subtitles | البوست تريد أن تنشر قصة عن عوز الرئيس في تنظيم الهجرة |
FBI'ın yanlışlarıyla ilgili bir haber yapmaya çalışıyordu ama editör yayınlamamıştır, çünkü ilgi çekmez. | Open Subtitles | FBI كان يحاول نشر قصة عن فساد الـ لكن رئيس التحرير لم يقبل بها لأنها لم تحتوي أي خبر مثير |
Ben de fırınımızla ilgili bir haber yapmaya geldiğinizi sanıyordum. | Open Subtitles | وأنا أظن أنكِ هنا كي تكتبي تقريراً عن مخبزنا |
Afrika'da avla ilgili bir haber okudum. | Open Subtitles | لقد قرأت تقريراً عن الصيد في افريقيا |
Çünkü New Yorker da Brooklyn'deki fabrika taşkınıyla ilgili bir haber yapıyormuş. | Open Subtitles | " لأن طاقم جريدة " نيو يروك يقومون بنشر قصة عن الطفرة في ." مصانع النبيذ في " بروكلين |
Geçen yıl bu zamanlarda Florida'daki bir aileyle ilgili bir haber okumuştum. | Open Subtitles | العام الماضي، قرابة هذا الوقت قرأت قصة عن عائلة في "فلوريدا" |
Cenazelerle ilgili bir haber okuyordum. | Open Subtitles | كنت اقرأ قصة عن الجنازات |
Kaybolan bir çiftle ilgili bir haber. | Open Subtitles | إنها قصة عن إختفاء زوجين |
Dana Hutton özel askeri şirketlerle ilgili bir haber yapıyormuş. | Open Subtitles | (دانا هاتن) كانت تكتب قصة عن الشركات البحرية الخاصة |
Söylesene, gelişmiş sağlık teknolojileriyle kurtardığımız milyonlarca insan ya da açlığı önleyen akıllı ekinlerimizle ilgili bir haber yapmayı düşünür müsün? | Open Subtitles | أخبريني هل ستكتبين تقريراً عن الملايين الذين أنقذناهم بتطوير التكنولوجيا الطبية؟ أو الذين أنقذناهم من الموت جوعاً بمحاصيلنا الذكية؟ |