Eğer bu şey türünün ilk örneği ise nasıl hamile olabilir? | Open Subtitles | لا أفهم ذلك إذا كان الأول من نوعه ، كيف يمكن أن يحمل ؟ ألا يحتاج إلى زوج ؟ |
Efendilerine karşı çıkan türünün ilk örneği. | Open Subtitles | لانه كان الأول من نوعه الذى يرفع صوته ضد سادته |
Neyse ki, Kireneli Callimachus, türünün ilk örneği olan ve kütüphanenin içeriğini gösteren 120 ciltlik panolar hazırlayarak bir çözüm üzerinde çalışmaya başladı. | TED | لحسن الحظ، قام باحث يدعى كاليماخوس من مدينة قورينا بالعمل على حل، فقد صنع ما يسمى اللوحات، وهو فهرس لمحتويات المكتبة مكون من 120 مجلد، الأول من نوعه. |
Bu türünün ilk örneği olan... bir serinin ilk serinin ürünleriydi. | TED | حسناً, فتللك كانت النبذة الأولى كانت الدفعة الأولى من المنتجات |
Başardığımızda dünyada türünün ilk örneği olacak. | Open Subtitles | ما إن ننتهي ستكون الأولى من نوعها في العالم |
En yeni tasarıma sahip ve Viyana'da türünün ilk örneği. | Open Subtitles | ~~على أحدث طراز ~~إنه الأول من نوعه في فيينا |
Türünün ilk örneği -- dakikada 200 mermi atıyor. | Open Subtitles | الأول من نوعه, يشعل 200 دورة في الدقيقة |
Türünün ilk örneği -- dakikada 200 mermi atıyor. | Open Subtitles | الأول من نوعه, يشعل 200 دورة في الدقيقة |
Elbette türünün ilk örneği bu tarihi oylama beklenmedik bir çoğunluğu oy kullanması ile başladı. | Open Subtitles | هذا التصويت التاريخي هو بالطبع الأول من نوعه... مع توجه عدد من الناس... لم يسبق له مثيل إلى صناديق الاقتراع |
Biz türünün ilk örneği olan gelişmiş istihbaratlarla donana bir ajan yarattık. | Open Subtitles | صممنا إنسان يعتبر الأول من نوعه... عميل إستخبارات متقدم |
O, türünün ilk örneği, ...istihbaratın, evrimleşmiş yeni jenerasyonu. | Open Subtitles | إنه الأول من نوعه... . التطور التالي للتخابر |
Türünün ilk örneği Zeka'nın en son evrimi. | Open Subtitles | إنه الأول من نوعه... . التطور التالي للتخابر |
Türünün ilk örneği Zeka'nın en son evrimi. | Open Subtitles | إنه الأول من نوعه... . التطور القادم من التخابر |
Türünün ilk örneği Zeka'nın en son evrimi. | Open Subtitles | إنه الأول من نوعه... التطور التالي للتخابر |
Bir füzyon reaktörü olarak yapıldı. Türünün ilk örneği. | Open Subtitles | -لقد بُني كمفاعل انصهار، الأول من نوعه |
- Ki bu da türünün ilk örneği olur. | Open Subtitles | والذي يكون الأول من نوعه |
Yeni yazımın ilk örneği için dün son gündü. Ama bitirmedim. | Open Subtitles | المسودّة الأولى من مخطوطة كتابي الجديد كان يُفترض أن تكون البارحة ولمْ أنهها بعد. |
Bütün kasabada türünün ilk örneği. | Open Subtitles | الأولى من نوعها في البلدة كلها |
Raina türünün ilk örneği olabilir. Ben öyleydim. | Open Subtitles | ربما تكون (راينا) الأولى من نوعها أنا كنتُ كذلك |
Türünün ilk örneği. | Open Subtitles | الأولى من نوعها |