Sonra seni o tuhaf imgelemde gördüm. | Open Subtitles | ذلك عندما رأيتكَ مجدداً في تلك الرؤية الغريبة |
İmgelemde, her zaman bana yardım etmeye çalışan birini görürüm, kim olduğunu asla çıkaramadığım birini... | Open Subtitles | في الرؤية هناك دائماً شخص ما يحاول مساعدتي شخص ما لم أتمكّن أبداً من رؤيته تماماً |
Mahşeri önceden haber verecek, vahiy peygamberlerini gördüğüm bir imgelemde olduğuma inandım. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا ما كان موجوداً في الرؤية هذا ما رأيته من آيات الأنبياء هم من تنبأ بنهاية العالم |
- Biliyorum. Aptal imgelemde görmüştüm, hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | لقد رأيت هذا فى رؤيتى |
Bunu imgelemde göreli daha yarım saat bile olmadı. | Open Subtitles | لقد رأيت هذا في رؤياي منذ أقل من نصف ساعـه |
Babam, bir imgelemde gösterdi bana. | Open Subtitles | حسناً، والدي أراني هذا في الرؤية |
Evet. Ama imgelemde, o yalnız kalmıştı. | Open Subtitles | نعم ، ولكن في الرؤية كانت وحيدة |
İmgelemde tek kolum yoktu. | Open Subtitles | لديّ ذراع واحدة في الرؤية |
Lorenzo, gördüğüm imgelemde, kırık aynalar vardı, ölü bir kadın gördüm, kolunda dövme olan bir adamı da, bunlar sana bir şey ifade ediyor mu? | Open Subtitles | لورنزو)، في الرؤية التي راودتـني) رأيت مرايـا مكسـورة و رأيـت إمـرأة ميـتـه و رأيت رجلاً ما مع وشـم على ذراعـه |
Dediğin imgelemde ne gördün? | Open Subtitles | تلك الرؤية ماذا رأيت بها؟ |
İmgelemde | Open Subtitles | في الرؤية |
Burada. Fred'in imgelemde tuttuğu kitap buydu. | Open Subtitles | هذا هو, هذا هو الكتاب الذى كانت تمسكه (فريد) فى رؤيتى |
İmgelemde seni gördüm. Hayatın için savaşıyordun. | Open Subtitles | رأيتك في رؤياي كنت تقاتل من أجل حياتك |
İmgelemde beni uyaran tehlike Deevak değildi. | Open Subtitles | (ديفاك ) لم يكن هذا الخطر الذي رأيته في رؤياي |