Onu öldürmeden o tümörü çıkarmanın imkânı yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي طريقة لإخراج الورم دون قتله. |
Nolan, oraya zamanında varmamın imkânı yoktu. | Open Subtitles | نولان) لم يكن هناك أي طريقة) لوصولي في الوقت |
Ayakkabılarımı giyinmiştim. Birbirlerine kenetlenmelerinin imkanı yoktu. | Open Subtitles | كنت لابساً حذائي، كان من المستحيل أن نلتقي |
Linda ofisimdeyken çalışmamın imkanı yoktu, ben de Veronica'ya taşındım. | Open Subtitles | كان من المستحيل أن أنجز العمل وليندا موجودة في مكتبي لذالك ، إنتقلت للعمل مع فيرونيكا |
Kısa süre sonra kimin tedaviyi alıp almadığını söylemenin imkanı yoktu. | Open Subtitles | قريبا... لم يكن هناك طريقة لمعرفة الذين لديهم علاج والذين لا... |
Kısa süre sonra kimin tedaviyi alıp almadığını söylemenin imkanı yoktu. | Open Subtitles | قريباً.. لم يكن هناك طريقة لمعرفة منحظىبالعلاجومن لميفعل.. |
Daha ilk muhabbette Abe'le ilgili sıkıntıları... anlayabilmemin imkanı yoktu. | Open Subtitles | كان من المستحيل أن ألاحظ منذ محادثتنا الأولى أن (آيب) كان يعاني الكثير من المشاكل |
Oradan çıkmaLarının imkanı yoktu. | Open Subtitles | كان محاصراً، لم يكن هناك طريقة للهرب |