ويكيبيديا

    "inanamadım" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • اصدق
        
    • لم أصدق
        
    • أصدّق
        
    • أستطع تصديق
        
    • أن أصدق
        
    • أصدق ما
        
    • أصدقه
        
    • أستطع التصديق
        
    • أصدق ذلك
        
    • أُصدق
        
    • لا أستطيع تصديق
        
    • أستطيع التصديق
        
    • أستطع تصديقها
        
    • استطع تصديق
        
    • أصدّقه
        
    Rehberlerinin Zachary Shawn olduğunu gördüğümde inanamadım. Open Subtitles عندما رأيت ان قائدهم زاكاري شون لم اصدق ذلك؟
    Giderken dediği şeye inanamadım. Open Subtitles لا أكاد استطيع ان اصدق ما قالته فى اليوم الذى تركتنى فيه
    Silah sesleri duyulmaya devam ederken kısa sürede kalabalığın sloganları bu sesleri bastırmaya başladı, ve duyduklarıma inanamadım. TED لذلك عندما بدأ يتواني صدى الطلقات النارية، بدأ بعدها يظهر هتاف الشعب، لم أصدق ما كنت أسمعه.
    İnanamadım, ve küçük parçacıkları dikkatlice inceleyip, fotoğraflarını çekmek istedim. TED لم أصدق ذلك، وأود أن أحلل بعضا من القطع الصغيرة وأستفيد منها وآخد بعض الصور.
    Bu güzel varlığa sahip olduğuma inanamadım TED لم أصدّق حينها بأنّني حظيتُ بفرصةِ امتلاكِ هذا المخلوقِ الجميل.
    Bay Monk, o tepede uyandığım zaman, buna kendim de inanamadım. Open Subtitles سيد مونك، عندما أستيقظت ذلك الصباح الملعون لم أستطع تصديق نفسي
    İnanılmaz bir şey; çünkü ona rastgeldiğimde gözlerime inanamadım. TED انه أمر مذهل ، لأنني لم أستطع أن أصدق عيني. حيث صادفته مرة.
    Sorun değil adamım. Aradığında inanamadım dostum. Open Subtitles يا، لا مشكلة، رجل أنا لا أستطيع أن اصدق عندما دعوت، دود
    Oradaki şeyleri istediğimiz zaman kullanabildiğimize inanamadım. Open Subtitles انني بالكاد اصدق اننا تستطيع استخدام تلك الاشياء
    Eve doğru sürüyordum O uyandığında gördüğüme inanamadım dikiz aynamda karım güreşiyordu çılgın bir geyikle bu bir yolda ölüm noeli üzerine 200KG koymuştu karım bu bir yolda ölüm noeli zamanı değildi iğnelediğinden beri eve gittiğimizde o evcil hayvanıydı o gece yatağın benim olan kısmında uyudu Open Subtitles كنت اقودالى المنزل عندما استفاق لم اصدق ما أرى في المرآة زوجتي كانت تصارع غزال نجنون
    Alex bana sizin artık kurallara uyduğunuzu söyleyince kulaklarıma inanamadım. Open Subtitles اتعلم عندما اخبرنى اليكس انك كنت معه عند الاكتشاف انا لم اصدق اذنى
    Pazar yerinde seramiklerinizi gördüğüm zaman, gözlerime inanamadım. Open Subtitles لم أصدق عيناي عندما رأيت مصنوعاتك من الخزف بالسوق
    Seni mahkeme binasının orada görünce, gözlerime inanamadım. Open Subtitles عندما رأيتك تمر بالمحكمه لم أصدق أنه أنت.
    Direkteki adama vurduğun zaman... Bunun sen olduğuna inanamadım. Open Subtitles عندما ضربتي ذلك الرجل بالعمود لم أصدق أنه أنتِ
    İstifa ettiğine inanamadım. Open Subtitles لهذا أتيت، لأنني لم أستطع أن أصدّق الأمر هل هو حقيقي؟
    Geçen hafta o kadar acı çektim ki ben bile inanamadım. Open Subtitles أنظري لقد كنت في ألم وصراع الأسبوع الماضي ولا أصدّق الطريقة التي عاملتك بها
    Sadece, gençliğimin Züppesi, benim sevgili arkadaşım, babamın bu tarz bir hayatın artık yaşamaya değmediğini düşünmesine inanamadım. TED لم أستطع تصديق أن أبي، أدونيس شبابي، صديقي العزيز جدًّا، سيعتقد أن هذا النوع من الحياة مازال يستحق أن يُعاش.
    Jimmy'nin seninle çıktığına inanamadım. Open Subtitles أتعلم، أنا لا يمكننى أن أصدق أن جيمى دعاك للخروج معه
    Arkadaşım bana hala bekar olduğunu söylediğinde inanamadım. Open Subtitles لقد أخبرنى صدديقى أنك مازالت عازب ولم أصدقه نعم..
    İnanamadım, o narin bedende o kadar kan olmasına. Open Subtitles لم أستطع التصديق ذلك الجسد النحيل يحوي الكثير من الدماء بداخه
    Seni partide gördüğümde gözlerime inanamadım. Open Subtitles عندما رأيتك في الصندوق الخيري ، لم أستطع أن أصدق ذلك
    Söylediklerine inanamadım ve her zaman yaptığım şeyi yaptım. Open Subtitles لم أُصدق ما أخبرني به لذا فعلت ما كان عليّ فعله
    Dışarının bu kadar hızlı büyüdüğüne inanamadım. Open Subtitles لا أستطيع تصديق السرعة التى تسير بها الأشياء بالخارج
    Aşağıdan arıyor olduğuna inanamadım. Sakal bırakmışsın! Open Subtitles لا أستطيع التصديق بأنّك كنت تتصل من الطابق السفلي، لديك لحية
    Hikayesine inanamadım ve Stanley ile yaşamaya devam etmek, bilmiyorum... Open Subtitles لم أستطع تصديقها والمضي مع (ستانلي)
    Annemin sevgilimle böyle bir şey yaptığına inanamadım. Open Subtitles لم استطع تصديق أن أمي تفعل ذلك مع صديقي الحميمي
    Seninle olduğunu söyledi, fakat ben artık ona inanamadım. Open Subtitles ... لقد قالَ إنّه كان يمكثُ معكِ ولا أدري ما أصدّقه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد