En beğendiğim sözlerden biri şöyle söylüyor: İyileşme, gerçekleşme aşamalarında inancımızı yeniler. | TED | واحدة من اقتباساتي المفضلة تقول بأن: الشفاء يجدد إيماننا في عملية التطوير القادمة. |
Veri, teorinin doğruluğuna olan inancımızı arttırıyor mu? | TED | هل تزيد البيانات من إيماننا أن النظرية صحيحة؟ |
Tanrıya olan inancımızı test etmek için Tanrının icat ettiği bir şey bu. | Open Subtitles | إنها إستثمار بواسطة الله . ليمتحن إيماننا به |
Ya da dışa dönerek temas, iletişim kurma ve yaratma yeteneklerimize olan inancımızı geliştirebiliriz. | TED | أو يمكننا الإنفتاح، وصقل ايماننا وثقتنا في قدرتنا على الوصول والتواصل والابداع. |
En iyi akıllarımızdan bazıları şirket dünya görüşüne inancımızı sağlamak için görevlendirilirler. | Open Subtitles | بعض من أفضل العقول المبدعة تم توظيفهم لتأمين عقيدتنا بالرؤية العالمية للشركات. |
Ama inancımızı geri getirmek için kendini kurban eden ve bizim tekrar ekonomimize inanmamızı sağlayan insanı unutmamalıyız. | Open Subtitles | لكن يجب أن لا ننسى تضحية الشخص الوحيد الذي أعاد لنا إيماننا. وجعلنا نؤمن بالاقتصاد مرةً أخرى. |
İnancımızı yitirdiğimiz, dostlarımızın düşmana dönüştüğü zamanlar da olur. | Open Subtitles | ستكونهُناكأوقاتنفقدفيها إيماننا أوقاتفيهاينقلبحلفاؤناضدّنا |
İnancımızı ziyaretçilerle tanıştırmak, bizim için de heyecan verici bir beklenti. | Open Subtitles | تعريفُ الزائرين إلى إيماننا مشهدٌ حماسيٌّ لنا أيضاً. |
Zayıf yönlerimizi anlamak için dilimizi inancımızı boğmak için de dinimizi. | Open Subtitles | لقد درس لغتنا كى يعرف نقط ضعفنا. ودرس عقيدتنا كى يسحق إيماننا. |
Kuşatmayı en kutsal günümüzde yaparak inancımızı sarsmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول أن يختبر إيماننا بأن يبدأ حصاره فى يومنا المقدس.. |
Zayıf yönlerimizi anlamak için dilimizi inancımızı boğmak için de dinimizi. | Open Subtitles | لقد درس لغتنا كى يعرف نقط ضعفنا. ودرس عقيدتنا كى يسحق إيماننا. |
Kuşatmayı en kutsal günümüzde yaparak inancımızı sarsmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول أن يختبر إيماننا بأن يبدأ حصاره فى يومنا المقدس.. |
Onlar detaylardır ama temel olarak suça ilişkin inancımızı değiştirmez. | Open Subtitles | هي مجرد تفاصيل و لكنها لا تغير إيماننا بجرمهم |
Bizi bombalayabilir, aç bırakabilir, kutsal topraklarımızı işgal edebilirsiniz ama inancımızı asla kaybetmeyiz. | Open Subtitles | يمكنكم تفجيرنا، تجويعنا، حرماننا من أماكننا المقدّسة، لكنّنا لن نخسر إيماننا أبدا. |
Kıyamet, dünyadaki kötülükler dünyaya hükmedeceğimize dair inancımızı aştığında yaşanır. | Open Subtitles | ننهار... عندما يتجاوز شر العالم إيماننا الذي يمكننا التغلب عليه. |
İnanıyorum ki bu, içimizdeki iyiliği ortaya çıkaracak gücümüzü, insanlığımızı, inancımızı eğer bu belirsizlik zamanında tek vücut olursak. | Open Subtitles | أنا أُؤمن بأنّ ذلكَ سيظهر أفضل ما لدينا قوتنا و بشريتنا و إيماننا و التي ستجتمع معاً في هذا الوقت العصيب |
İnancımızı yitirdiğimizde, bize ilahi kadınsılığı onurlandırmayı öğretti. | Open Subtitles | عندما فقدت إيماننا, درست لنا لتكريم المؤنث الإلهي, |
Bunu anlamayacaklar, şimdi değil fakat gelecek olan kıyamet inancımızı doğrulayacaktır. | Open Subtitles | لن تفهموه الان ولكن رؤيتنا ستثبت ايماننا |
Güvene bu açıdan baktığınızda belirsizliklerle baş edebilmek için, inancımızı yabancılarla paylaşmak için, ileriye gitmeye devam etmek için niçin benzersiz bir yetenek olduğunu açıklamaya başlıyor. | TED | الآن، عندما ترون الثقة بهذه العدسة، تبداُ في التوضيح لماذا لديها قدرة نادرة لتمكننا من التغلب علي عدم اليقين، ووضع ثقتنا في الغرباء، ومواصلة المضي قدمًا. |
Biz inancımızı zararsızca icra etmek amacındayız. | Open Subtitles | نحن إجتمعنا سلمياً لممارسة ديانتنا |
İnancımızı ifade etmek için doğru kelimelerimiz olsaydı bu küçük dünyamızın ne kadar farklı ne kadar adil olacağını hayal edebilir misin? | Open Subtitles | هل تتخيل مدى الاختلاف، و كم سيكون صالحاً هذا العالم الصغير، إن كان لدينا الكلمات الصحيحة لإيماننا. |