| O şeyin üzerine basmanız inancınıza ihanet olmaz. | Open Subtitles | فقط بوضع قدمكم على شيء، لن يخون إيمانكم. |
| Buranın şerefine yakışmayacak şekilde davrandık ve inancınıza hakaret ettik. | Open Subtitles | قمنا بإهانة هذا المكان وإحتقرنا إيمانكم |
| Lütfen benimle dua edin. İnancınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | أرجوكم صلوا معي أحتاج إيمانكم |
| O halde, inancınıza sıkı sıkıya bağlı olmalısınız Bay Testwood. | Open Subtitles | إذا عليك أن تكون قويا في إيمانك, يا سيد تيستوود |
| Rahip Brown, Rahip Brown, size bu yakarışı söyletenin inancınıza duyduğunuz aşk olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | "أيها القس " براون إننى أعرف أنه حماس إيمانك هو ما يجعلك تنطق بهذه الصلاة |
| İnancınıza gem vurmayın. | Open Subtitles | لفك قيود إيمانك. |
| Öyleyim ama sizin inancınıza değil. | Open Subtitles | أنا كذلك لكنه ليس إيمانك |