ويكيبيديا

    "inandırmak için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لإقناع
        
    • بيسراي كي تقتنع
        
    • يصدقوه أجل
        
    • ليجعلونا نعتقد
        
    • لتقنعني
        
    • لإقناعكم
        
    Kendisinin inandığı bir şeye başkalarını da inandırmak için bizi kullandı. Open Subtitles كان يستخدمنا لإقناع الآخرين بشيء هو يؤمـن به بالفـعل
    Kendini doğru tarafta olduğuna inandırmak için bu lafı mı kullanıyorsun? Open Subtitles هل هذه هي الجملة التي تستعملينها لإقناع نفسك أنك في الجانب الصحيح؟
    Bekarlığa veda partisi, çok büyük bir hata yaptığına dair bekarı inandırmak için son bir şansdır. Open Subtitles هل حفل العزوبية آخر فرصة لإقناع العازب بأنهم يرتكبون خطأ فادح؟ هل هى كذلك؟
    Ben erkeklerin inanmak istedikleri şeyi inandırmak için para alıyorum. Open Subtitles وظيفتي أن أجعل الرجال يصدقون ما يريدون أن يصدقوه أجل
    Evet, sanırım boş cüzdan, bölgesel anlaşmazlık yerine basit bir soygun suçu olduğuna inandırmak için bırakılmış. Open Subtitles أجل,أعتقد أنهم تركوا المحفظة الفارغة ليجعلونا نعتقد أنها كانت سرقة بسيطة فى مقابل نزاع أقليمي
    Beni kendine tekrar inandırmak için bana içinden gelerek ne yapabilirsin? Open Subtitles ماذا أنت مستعد له, لتقنعني به لتجعلني أؤمن بك مجدداً ؟
    Lavinia'yı sevdiğine inandırmak için daha ne yapmalı? Open Subtitles مالذي يجب عليه فعله لإقناعكم بأنه يحب لافينيا ؟
    İngiltere Merkez Bankasını inandırmak için üzerinde isimleri yazılı imzalı ifadeleri gerekli... Open Subtitles نريد إقرارات موقّعة منهم لإقناع بنك "إنجلترا"
    Francis'in her zaman kendini inandırmak için garip yolları vardır. Open Subtitles "فرانسيس" دائما له طرق غريبة لإقناع نفسه
    Ve Lorena'yı hayatının aşkı olduğuna inandırmak için bütün bir günün olacak. Tamam mı? Open Subtitles وسيكون لديكى طوال اليوم لإقناع لورينا" انكِ حبَ حياتها, اتفقنا؟"
    Diğerlerinin aksine inandırmak için tek yapabileceğimiz onlara başka mantıklı bir seçenek sunmak. Open Subtitles عدد ضئيل جداً يؤمن بهذا، الطرية الوحيدة لإقناع الآخرين هو إعطائهم بدلاً مجدياً ...
    George Kaplan'ı yarattık... ve Vandamm'ı peşindeki adamımızın... o olduğuna inandırmak için onca çaba verdik, çünkü çok önemli bir amacımız var. Open Subtitles ....." نحن أختلقنا "جورج كابلن وعمل بنجاح ....." لإقناع "فاندام إن عميلنا الخاص يعمل على القضية لسبب مهم للغاية
    Hizmetçileri inandırmak için bir hile. Open Subtitles . قواعدنا لإقناع الخدم
    Nitto'yu senin yapmadığına inandırmak için. Open Subtitles لإقناع (نيتو) بأنك لست الفاعل
    Erkekleri inanmak istedikleri şeye inandırmak için para alırım. Open Subtitles وظيفتي أن أجعل الرجال يصدقون ما يريدون أن يصدقوه أجل
    Biz baygın haldeyken sadece bir saatlik yolculuk yaptığımız halde dört saat uçtuğumuza inandırmak için saatimi bile yeniden programlamışlar. Open Subtitles لقد قاموا بإعادة برمجة ساعتي عندما كنّا فاقدين الوعي، ليجعلونا نعتقد أننا سافرنا أربع ساعات، بينما قادوا بنا قرابة الساعة الواحدة فقط.
    Beni aldatmadığına inandırmak için harcadığın tüm bu zaman ve enerji... Open Subtitles كلّ هذا الوقت والمجهود بذلتَهما لتقنعني بأنّكَ لم تكن تخونني...
    Bütün bu operasyon CIA tarafından öyle olduğuna sizi inandırmak için düzenlendi. Open Subtitles هذه العملية برمتها وضعت من قبل وكالة المخابرات لإقناعكم بأنه موجود

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد